Aslında neymiş?

Dünkü "Bir bahar komedisi" yazısı, 16 Nisan'da Meclis'te kabul edilen bir önergeyle "Astsubaylara da birinci derecenin dördü hakkı verildi" sevincine karşılık ertesi gün yeni bir önergeyle o sevincin kursaklara tayini idi.
Dün arayan Emekli Sandığı Daire Başkanı Mehmet Çakmak, "Tamamen bizim hatamız, ilk gün yanlışlıkla birin dördü yazdık. Özür dileriz. Hatamızı görüp sonra düzeltmek istedik. Çünkü TSK Personel Kanunu buna izin vermiyor. 1971'den beri bu gösterge tablosu var. Zaten maaş farkı da çok değil" dedi.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkan Yardımcısı Veysel Uyar da, "Maksadımız, şehit ya da gazi lise mezunu astsubayların da birinci dereceye düşebilmesi idi. Aceleyle yanlış yazılmış. Yoksa TSK Personel Kanunu varken birin dördünü gerçekleştiremeyiz" dedi.
Ben de şunu dedim:
"Sorun ille maaş farkı değil, anladığım kadarıyla manevi bir mesele. Onur ve gurur meselesi. Adalet ve eşitlik meselesi. Meclis'in TSK Personel Kanunu'nu da değiştirememe meselesi."
Bu arada polisler de "birin dördünün kendilerine de yasak" olduğunu söyledi.
"Öl ve öldür" dediklerine dahi adil olamayan bir demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ile cumhuriyetten söz ediyoruz yani!
Daha ötede, daha öteki, daha altta kalan ayrıca düşünsün...