CHP Kurultayı'na doğru-1.
CHP'nin bugünkü ideolojisi ve kadrosuyla bugün bulunduğu yerden daha ileriye gidemeyeceği kesindir. Bununla birlikte şunu da bilmek gerekiyor ki, CHP konjonktürel bir siyaset üretiyor. Basit bazı taktik hesaplarla hareket eden CHP, bütün söylemini iki kutuplu bir siyaset anlayışı üstüne oturtuyor. Bu kutuplardan birisini
dinci-İslamcı yapı olarak tanımlıyor. Kendisi ise
Atatürkçü-laik odak.
İş bununla da bitmiyor. CHP, bugün, kesinkes Kemalist bir politika izliyor. Kemalizmin özünde bulunan
seçkinci, yukarıdan inengelen, asker ve bürokrat kadrolarla ittifak, CHP'nin de sahip çıktığı bir anlayıştır.
CHP bu haliyle sosyal demokrat bir parti değildir . 2002 seçimlerinde attığı adımlar CHP'nin sosyal demokrasiyle nihai hesaplaşmasıydı. CHP, o tarihten başlayarak Kemalist bir parti oldu ve o şekilde de devam ediyor. Bugün CHP'ye ve ideolojisine halktan ne kadar oy alıyorsa o kadar ihtiyaç vardır.
Bütün bunlara bakarak,
kendini sosyal demokrat olarak gören kişilerin CHP'yle daha fazla bir ilişkisinin olacağını düşünmek, öne sürmek hayaldir . CHP tercihini yapmıştır. Geriye bir tek şey kalıyor, geçen cuma günkü yazımda belirttiğim gibi CHP'nin Kemalist bir parti olduğunu öne sürmesi...
Türkiye'nin 'sol' ihtiyacı CHP ve ideolojisi bugünkü Türkiye'de, yukarıda yazdığım gibi, % 20 dolayında bir ihtiyacı temsil ediyor. Ama Türkiye'deki büyük kitlelerin ihtiyacı bu mudur denirse cevabım 'hayır' olacaktır.
Türkiye, Latin Amerika tarzı bir ülkedir. Tepkisi sınıfsaldır .
Türkiye'de siyaset ne zaman sınıfsal bir nitelik kazanmışsa, ne zaman siyasetin söylemi sınıfsal bir içeriğe kavuşmuşsa kitleler buna olumlu tepki vermiştir. 1970'lerde yaşanan, bir daha tekrarlanmayan, o nedenle de unutulmayarak mitolojik bir hale gelen CHP başarısının nedeni budur. 1965'ten başlayarak CHP de Ecevit de sınıfsal bir siyaset yaptı ve semeresini topladı. Bu anlayışın son hamlesi 1989-1991 başarısıdır.
Sağ Türkiye'de daima sınıfsal bir temele oturdu .
Solsa, şimdi olduğu gibi, sınıf gerçeğini reddetti. Kültürcü bir siyaset anlayışına sığındı. Bugünkü ihtiyaç bu noktada düğümleniyor.
AKP karşısında eğer bir sol parti yer alır ve sınıfsal bir bölüşümdağıtım politikasıyla biçimlenen ciddi bir sol model ortaya koyarsa, o partinin tabanına sığınan ve sıkışan kitleleri bulundukları yerden kopararak kendisine katabilir. Ne yapıyor 'adaylar'? CHP bunu yapmıyor. Buna mukabil şimdi bazı adaylar ve akıl hocaları CHP'nin dönüştürülmesi gerektiğini söyleyerek ortaya çıkıyor. Söylediklerini dikkatle izlemek gerek.
Bunlardan birisi
Umut Oran. CHP'yi dönüştüreceğini söylüyor. Kendisini Türkiye soldan gelmiş bir kişi olarak
tanımıyor . Yaptığı açıklamalardan ve hakkında yazılanlardan bildiğimiz tek şey işadamı olması ve 'sivil toplumcu'luğu (?) Bir de internet sitesi var. Orada bazı görüşleri yer alıyor. En önemlisi kurultay delegelerine yazdığı mektuplar. Onları dikkatle okudum.
Sosyal Demokrasi tanımı şu: '
sosyal demokrasi bir arada kardeşçe yaşamanın, demokrasi ve özgürlüğün, laikliğin, insan haklarının, eşitliğin güvencesidir'. Eh, eğer buysa sosyal demokrasi, söyleyecek bir şey yok! Bunun dışında,
sınıf, emek, bölüşüm, paylaşım, değer vs. gibi solun en temel kavramları bir tek kelimeyle olsun yer almıyor o açıklamalarda.
Kendisiyle birlikte hareket eden ideologunun yazılarına baktığımızda da
sosyal demokrasi projesinin sadece sağcı bir yaklaşım olan 'yönetsellik' (managerialism) üstüne oturtulduğunu görüyoruz. Gene sınıf yok, diğer kavramlar yok. En fazlasından solun değil sağın kullandığı ve popülist bir içerik kazandırdığı yoksulluk söz konusu. Daha önce kullanılmış liberalsol yaklaşımın bile daha gerisinde, fincancı katırlarını ürkütmekten kaçınan bir yaklaşım. Bu, içinde sol barındırmayan bir sosyal demokrasidir. Bu anlayış CHP'yi de Türkiye'yi de dönüştüremez. Ama benim daha söyleyeceklerim var.
Yayın tarihi: 21 Nisan 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/21//haber,49E74254FF4240049B072314EEDE5FDA.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.