kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Nisan 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Açlık hayatın efendisidir

ABD Başkanı da çok bastırdığı için...
Bir dolu karşı mahkeme kararına rağmen...
Meclis'te alelacele yeni kanun kotararak...
Yasak fabrika konduran dev Amerikan şirketine...
Verimli tarım arazisini yutma hakkı sağlayan...
Ama en yoksullar ile en açların da mecburen sığındığı iktidarın ülkesinden bildiriyorum.
Hayvanlara yem ile pastalara, çikolatalara şeker de sunan dev Amerikan şirketi, bir açıdan bakarsanız "ilerleme"yi, "sermaye"yi, "küreselleşme"yi temsil ediyor.
"Başka bir açı"dan ise...
Şu anda dünyanın yüzleşmekte olduğu gibi, "açlık"ı.
Bir İngiliz gazetesinin ekonomi editörü dünkü yazısına şöyle başlamıştı:
"We drive, they starve"
"Biz otomobil sürüyoruz, onlar açlıktan ölüyor" gibi.
"Otomobil uçar gider, bebekler acından gider" gibi.
Çünkü, "petrole bağımlılığı azaltsın" diye...
Yani, "yakıt kullanımı azalsın" diye değil...
Sadece ABD'de mısır üretiminin dörtte biri, tahılın yüzde 18'i şimdiden "ethanol" a, "biyolojik benzin" e gider olmuştu.
Birleşmiş Milletler, 232 kilo mısırdan 50 litrelik bir depo benzin çıktığını, bunun bir çocuğun bir yıllık beslenmesine karşılık düştüğünü hesaplamıştı.
Mısır tarlasından bir varil benzin 81 dolara geliyor, petrolle yarışıyordu.
Şöyle bir şeydi:
Başta ABD olmak üzere, çok fazla yakıt tüketildiği için küresel ısınma artıyor, küresel ısınmadan dolayı tarım (ve gıda) üretimi zaten düşüyor, çok fazla yakıt talebi petrol fiyatlarını yükseltiyor, yüksek petrolden dolayı mısırdan, buğdaydan akaryakıt teşvik ediliyor, beslenmelik tahıl miktarı düşüyor, gıda fiyatları artıyor, daha çok et tüketimi için de daha çok hayvan beslenmesi ve daha çok tahıl (1 gram et için 8 gram mısır) gerekirken fiyat yine artıyordu.
ABD (ve biz de dahil Batı) işgali altındaki Afganistan'da, Taliban gidince yeniden Batı pazarına uyuşturucu için afyon eken köylüler, eroin fiyatları sabit kalırken tahıl fiyatlarının fırlaması yüzünden buğday ekmeye koyulmuştu.
ABD'de dahi, makarna ile ekmeğin yıllık fiyat artışı yüzde 12'yi, sütte yüzde 17'yi bulmuştu.
28 milyon Amerikalının "karneli gıda yardımı" ihtiyacı vardı.
Zengin ve süper ABD'de Oklahomalı her üç çocuktan biri karneliydi.
Buğday üretimi düşen, pirinci sürünen, artık kendi kendini pek besleyemeyen...
"Göbeğini kaşıyan köylüsü" kentli efendi tarafından aşağılanan, ama sığındığı iktidar tarafından da aşağı yuvarlanan...
Devlet
elindeki çeltiği ucuz fiyattan spekülatörlere kaptıran...
Yoksulun
"kuru" altına döşeyip kaşıkladığı pilavlığı altın haline gelen...
Çeltiğe, pamuğa, süt sağmaya giden çocuklarını, kadınlarını üç otuz para için kamyon kasalarında beşer, onar katleden ve canı hiç acımayan, verimli topraklarını harcayan ama laiklik, parti kapatma, darbe gibi verimli tartışmaları olan memleketten bildiriyorum.
Dün bir bombada 40 kişisi daha ölen Irak'ta, işgalin finansmanı için ABD ayda 1015 milyar dolar harcıyordu; orada da açlık ciddi hale gelmişken. Bir o kadar da Afganistan'da.
Birleşmiş Milletler sadece, 3 milyar insanı günde 2 doların altına sıkışmış dünyayı tehdit eden açlığı değil...
"Gıda sanayi şirketlerinin dünyadaki en karlı ikinci sektör" olduğunu da duyurdu.
Birinciyi tahmin edin:
Dev ilaç şirketleri!
Hani açlıktan, yetersiz beslenmeden, küresel zehirlenmeden, gıda deformasyonundan hastalanırsanız diye.