kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Nisan 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

"Temkinli olmak durumundayız"

Yeni Haber
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, dünyada yaşanan krizin Türkiye'ye etkisinin sınırlı olduğunu yineleyerek, "Dünyada büyük sıkıntılar var ama Türkiye'ye yansımaları gerçekten sınırlı olmuştur. Gerek faiz kanalıyla, gerek kur kanalıyla. Borsamız sığ bir piyasa. Böyle bir ortamdan geçerken, gerek dışarıdaki gerek içerdeki bir takım belirsizlikten dolayı gelişmeleri yakından izliyoruz ve temkinli olmak durumundayız" dedi.

Şimşek, Türkiye'nin hem politika çerçevesini güçlendirdiği, hem de yılın ilk üç ayında bütçede geçen yıla ve hedeflere göre çok iyi bir performans sağlandığını söyledi.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF ve Dünya Bankası'nın ilkbahar toplantılarına katılmak üzere Washington'a gitti. ABD'ye hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyen Şimşek, Washington'da yapacağı ziyaretlere ve görüşmelere ilişkin bilgi verdi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

IMF GÖZDEN GEÇİRME ÇALIŞMALARINI BUGÜN TAMAMLADI

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şimşek, IMF'nin 4 Nisan tarihinden itibaren Ankara'da yürüttüğü gözden geçirme çalışmalarını bugün itibariyle tamamladığını söyledi. Şimşek, Washington'da gözden geçirmeye ilişkin temasları olacağını ifade ederek, "3.7 milyar dolar tutarındaki kredi diliminin mevcut stand by sona ermeden serbest bırakılmasını bekliyoruz" dedi.
"ÖNCELİĞİMİZ NİSAN SONUNA KADAR GÖZDEN GEÇİRMEYİ TAMAMLAMAK"

Şimşek, IMF ile bundan sonraki sürece ilişkin; ihtiyari stand by ve program borcunu izleme gibi iki seçeneğin olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun kotanın yüzde yüzünü aştığı için -erken ödeme yoluna gitmezsek- program sonrası gözden geçirmenin otomatik olarak devreye gireceğini ifade etti. IMF alınacak kaynakların iyi şartlarda olması nedeniyle muhtemelen erken ödemeye gidilmeyeceğini dile getiren Bakan Şimşek, program sonrası izleme temelde bir seçenek olduğunu söyledi. Şimşek, "Önceliğimiz gözden geçirmeleri nisan sonuna kadar aradan çıkartmak. Aradan çıkar çıkmaz da iki seçenek çerçevesinde bundan sonraki ilişkinin diyalogun düzeyini belirlemek olacak" dedi.

Türkiye'nin hangi seçeneği tercih edeceğine ilişkin kararın ise hükümet tarafından verileceğini söyleyen Şimşek, "Başbakan liderliğinde hangi seçeneği seçeceğimize o zaman karar vereceğiz. Bunun için daha zaman var ama bir an önce belirsizliği kaldırmak için önümüzdeki haftalarda diyaloglarımızı fazlalaştıracağız" diye konuştu.

HERHANGİ BİR SEÇENEK KONUSUNDA KARAR VERİLMEDİ

Bakan Şimşek, Mayıs ayında program bittiğinde hangi seçeneği tercih edileceğine karar verecek olan tarafın Türkiye olduğunun altını çizerken, gözden geçirmeler tamamladıktan sonra eğer bir ihtiyati stand by yapılacaksa bunun koşullarının görüşülmesi gerektiğini vurguladı. Şimşek, "Türkiye için en iyi seçenek ne ise onun uygulamaya konulması bizim için önemli. Stand-by sona erdikten sonra hangi şekilde devam edeceğimiz tamamen bize bağlı. Her iki seçenek de olası, her hangi bir seçenek konusunda karar verilmiş değildir" dedi.

GENEL HATLARDA MUTABAKAT VAR

Şimşek, mevcut gözden geçirmenin başarılı olabilmesi için aşağı yukarı şartların

yerinde olduğunu dile getirerek, orta vadeli mali çerçeve üzerinde çalıştıklarını ve genel hatlarıyla bir mutabakat olduğunu söyledi.

TÜRKİYE'NİN CARİ AÇIĞI

Şimşek, Türkiye'nin cari açığına ilişkin başka bir soruyu yanıtlarken de, cari açığın Türkiye'de bir tasarruf açığı olduğunu, tasarruf açığının da Türkiye'nin kısa dönemde çözeceği bir problem değil, yapısal bir problem olduğunu kaydetti. Şimşek, carı açığın önümüz deki dönemde, kısa vadede, doğru politika çerçevesini koruyup, yatırım ortamını iyileştirip, özelleştirme programını devam ettirip, cari açığın büyük kısmını doğrudan yabancı yatırımlarla finanse etmenin önemli olduğunu ifade etti.

Cari açığın finansmanı için orta döneme ilişkin planları bulunduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, enerji piyasası reformu ile doğal gaz ve petrol bağımlılığını azaltmaya yönelik ciddi çalışmalar yürüttüklerini aktardı. Şimşek, özellikle enerjide kaynak çeşitliliğine gitme çalışmalarının bulunduğunu vurgulayarak, iş gücü piyasasının esnek hale getirilmesi, istihdam üzerindeki yüklerin aşağı çekilmesi gibi reformların da önemine işaret etti. Bakan Şimşek, geçen yıl 38 milyar dolarlık cari açığı olan Türkiye'nin 34 milyar dolarlık petrol doğal gaz ithalatı faturası bulunduğunu belirtti.

IMF'NİN YENİ YAPILANMA SÜRECİNDE AKTİF OLARAK YER ALIYORUZ

Şimşek, başka bir soru üzerine de, IMF'nin kendisini uzun süredir yeniden kendisini yeniden yapılandırdığını bunun yeni bir konu olmadığını vurgulayarak, bu yapılandırma sürecinin küresel krizle alakalı olmadığını savundu. Şimşek, Türkiye'nin ise yeniden yapılandırma sürecinde aktif olarak rol aldığını ifade etti.

KREDİBİLİTESİ YÜKSEK MALİ ÇERÇEVE İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Türkiye'nin bazı maliyetli yapısal reformlara ve alt yapı yatırım ihtiyacı olduğunu belirten Şimşek, GAP'ın bitirilmesinin önemli bir proje olduğunu önümüzdeki 4-5 yıl bu projeyi tamamlayacak şekilde bir kaynak orta vadeli mali yapı çerçevesinde göz önüne alınması gerektiğini söyledi. Şimşek, iş gücü piyasası reformunun da gündemde olduğunu, bunun da maliyetleri bulunduğunu dile getirerek, "Bunun maliyetinin bu çerçeveye yansıtılması lazım. İs gücü piyasasındaki nitelikli eleman açığını gidermeye yönelik bir kaynak aktarımına gideceğiz, onu da yansıtacağız. Mahalli idareler reformu gündemde. Önümüzdeki 4-5 yıllık bir perspektifle Türkiye'nin gerekli temel alt yapı ihtiyaçlarını dikkate alan, Türkiye için gerekli ama maliyetli olan bazı yapısal reformları da dikkate alan, yatırımcılara orta ve uzun dönem perspektif veren kredibilitesi yüksek bir mali çerçeve içerisinde çalışıyoruz" dedi.

Bakan Şimşek, bu mali çerçeve içerisinde "mali kural"ın bulunmasına yönelik değerlendirildiğini, bu konuda bazı çalışmalar yapacaklarını söyledi. Şimşek, şöyle konuştu:

"Türkiye kamu borç stokunun milli gelirine oranını çok çok makul seviyelere düşebilir. Türkiye artık program itibariyle başlangıçtaki noktada değil, Türkiye'nin ihtiyaçları ve öncelikleri bir miktar değişiyor, temel kurgu da değişiklik yok. Temel kurgu; Türkiye'de mali disiplinin devam ettirilmesi; borç yükünün daha da aşağı çekilmesi; cari açığın kontrol altında tutulması; enflasyonun düşüp, tek haneli rakamlara düşmesi; yatırım ortamının iyileştirilerek, yabacı doğrudan yatırım yoluyla yatırımları yükseltmek ve verimliliği artırmak kurgusunda değişiklik yok. Dışardan ve içerden programın kredibilitesini artıracak orta vadeli mali programda epey bir ilerlendi. Önümüzdeki birkaç hafta içerisinde sizlerle umarım paylaşırız."

"GELİŞMELERİ İZLİYORUZ, TEMKİNLİ OLMAK DURUMUNDAYIZ"

Şimşek, "Önlemlerin alındığına inanalım mı?" yönündeki soru üzerine de, dünyada 7-8 aydır çok ciddi sıkıntılar yaşandığı ortada olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Ben hiçbir zaman bu "bizim dışımızda, bizi etkilemez' demedim. Türkiye son yıllarda dünya ekonomisiyle daha entegre hale gelmiş, finans piyasaları oldukça entegre olmuş durumda. Her ne kadar bizim temellerimiz sağlam olsa da eğer dışarıda ciddi fırtına varsa bu bizi etkiler. Bizim ekonominin temelleri, biraz geçmişe oranla çok daha sağlam olduğu için, eskiye oranla veya bize benzer ülkelere oranla daha kısa süreli ve daha az etkileniriz. Bunu hala söylüyorum. Dünyada büyük sıkıntılar var ama Türkiye'ye yansımaları gerçekten sınırlı olmuştur. Gerek faiz kanalıyla, gerek kur kanalıylaBorsamız sığ bir piyasa. Yabancıların ağırlıklı olduğu piyasa. Oradaki iniş çıkışlar daha yüksek, bunun reel ekonomiye yansıması daha sınırlı.

Sabahları kalktığımda faiz herkesi etkileyen unsur, ona bakarım. Türkiye şu ana kadar yoluna devam etmiştir. Türkiye geçen sene tarım dışı reel büyüme oranı yüzde 5 olan hedefin üzerinde. Biz böyle bir ortamdan geçerken, gerek dışarıdaki gerek içerdeki bir takım belirsizlikten dolayı gelişmeleri yakından izliyoruz ve temkinli olmak durumundayız. Hem politika çerçevesini güçlendirmişiz, bütçe performansı gerek geçen seneye oranla, gerekse hedeflere oranla yılın ilk üç ayında çok iyi durumda. Yılın ilk üç ayında Türkiye'ye doğrudan yabancı yatırım ilgisi yüksek oldu. Böyle bir süreçten geçerken, biz kayıtsız değiliz. Önlem olarak; genel çerçevenin dışında şu anda çok spesifik bir şey yok. Türkiye'nin orta dönemde, yatırım ihtiyaçlarını, reform unsurlarını ve maliyetini dikkate alan bir sürece giriyoruz."

(ANKA)