Hükümetin 1 Mayıs kararı

MOSKOVA

Novadevichi; diğer adıyla Kızlar Manastırı'nın mezarlık bölümündeyiz. Son 20 yıldır her gelişimde ayrı bir sanat eseriyle karşılaştığım; mezarlıktan çok sanatçıların yaşamla sanat esiri düzeyinde buluştuğu mekândayız.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da ne zaman Nâzım'ı ziyarete gelse aynı duyguları paylaştığını söyleyerek söze giriyor.
Eşi Gülten ve kızı Pınar Günay ile birlikte Nâzım ve Vera'nın mezarının önünde kırmızı beyaz güllerden oluşan buketi bırakırken herkes duygu dolu oluyor. Mezarın çevresine bakıyorum, AK Parti milletvekili Salih Kapusuz da etkilenmiş Günay ile dua ediyor.
Diğer yanda ise "sol örgüt, Kurtuluş davasından", önce Mamak ardından diğer yerlerde hapis yatıp, geçen yıl AKP'den vekil seçilmiş Mahmut Esat Güven ...
Nâzım'ın dibinde yattığı çınar ağacının yanından ayrılırken, cep telefonlarımıza mesaj düşüyor. İşçi sendikalarının bu yıl 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlama kararını bildiriyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kararı normal karşılıyor.

1 Mayıs Bayramı
Bu arada hükümetin "derin kabinesinde" tartışılan bir kararı açıklıyor:
"Daha önce hükümet içinde de konuştuk. Programımızda da vardı 1 Mayıs'ı 'Emek ve Dayanışma Bayramı' olarak ilan edebiliriz. Bu konuda karar almamız zor olmaz..."
Sözün arasına Salih Kapusuz giriyor, "Bir günlük tatil olmayabilir ama bayram olabilir" diyor.
Anlaşılıyor ki, konu AK Parti yönetimi içinde de konuşulup karara bağlanmış.
Ancak kararın ne zaman alınacağı konusunda her hangi bir süre vermiyorlar.

Nâzım'ın mezarı
Bu aşamada konu Nâzım'ın mezarının Türkiye'ye taşınmasına tekrar dönüyor.
Bakan Günay, 1990'ların başından beri konunun tartışıldığını anımsatıp ekliyor:
"Konu gündeme gelmesine rağmen, Nâzım'ın Anadolu'da bir çınar ağacının altında yatması için ne iki devlet arasında ne de ailesi nezdinde bir temas sağlanmamış. Araştırdım, Nâzım'ın oğlu Mehmet Nâzım da buradan naklini istemiyor."

Her çınara bir Nâzım
Bu aşamada ne yapacaklarını sorduğumuzda ilginç ilk kez duyduğumuz bir projeden söz ediyor:
"Anadolu'da birçok mezarlıkta bulunan her bir çınar ağacının üzerine 'Nâzım Hikmet burada yatıyor' diye bir plaket yazısı asabiliriz. Bu bir manevi sahiplenmedir. Anadolu'da inanıyorum ki birçok köy mezarlığında Nâzım'ın vasiyetinin dillendirildiği bir plaket çınar ağacına asılır. Bir halkın içtenlikte sahiplendiği insanların birden çok mezarı olur. Yunus Emre de öyledir, birçok yerde mezarı olduğu söylenir. Bu bir sahiplenmedir."
Bakan Günay, Nâzım Hikmet'in Rusya ile Türkiye arasında önemli bir köprü kurduğunu anımsatıyor.
Nâzım'ın hem Alman faşizminin Türkiye'de etkisinin çok hissettirdiği dönemde, hem de Rusya'nın en sıkıntılı döneminde yaşadığını anımsatıyor.
"Nâzım aramızda bir köprü..." diyor. Aynen Hasan Yükselir'in şarkılaştırıp CD haline getirdiği Nâzım Türküleri'ndeki gibi:
"Ayrılık, zaman değil, yol değil/ Ayrılık kıldan ince kılıçtan keskin/ Ayrılık aramızda bir köprü..."
Sanki bu şiiri anımsatır gibi Türk-Rus dostluk yılı dün Fazıl Say'ın besteleyip çaldığı Nâzım Oratoryosu'yla açılıyor.