Rağmene rağmen

Beş gün önce Konya'daki anlayış ve düzen, Saracoğlu'na klonlanmıştı. İki yıldır çok sık tekrarlanan dejavuların, bir başkasına tanıktık. Alex kendini "bakıma" almış, bekler yerlerine çakılı kalmış ve Fenerbahçe'nin gol değil, pozisyon bile üretmek adına çabası, varlığı kalmamıştı.
Lig sonuncusuna karşı ilk kornerini 45 artı'da kullanan, rakibe pas ve pozisyon üretmesi için şans tanıyan Fenerbahçe kalesine ise üç korner atılıyordu. Sekize karşı dokuz şutla atak üstünlüğü de Kasımpaşa'a bırakılmıştı.
Topun kendi kendine gol çizgisini bekler havalarındaki oyunculara ilk ıslıklar 24'te geldi. Sahadakiler ve kenardakiler için "alarm zilleri"ydi ama takan olmadı. 58'de Semih'in sırası gelene kadar da değişen bir şey yoktu. Semih'in daha eşofmanlarını çıkardığını görenler bir uğultuya tribünlerden dolaştırdılar. İçinde umudu ve golün sesini taşıyan bir heyecan taşıyan bu seslerle birlikte, kıpırdanma geldi. Aradan dokuz dakika geçmişti ki, Semih'in mükemmel pasında, Gökhan'ın ortası ile Alex kâbusu sonlandırdı .

ZİCO VE USTALIĞI!..
Zico böylece oyuna ne kadar etki edebilen, maçın kaderini bir değişiklikle değiştirebilen " usta (!)" bir teknik adam olduğunu da kanıtladı. Konya'da da maçı bir değişiklik yapıp, Semih'i oyuna alarak maçı kurtarmış ve üç puanın en önemli karar organı olmuştu. Kendi sahasında lig sonuncusuna karşı yine Kezman'ı tek forvet oynatarak risk almadı. Rakibinin kapanarak kurduğu tuzağa düşmedi. Semih'i baştan ya da Kezman ile ikili oynatsa, bu beklenmeyen sürpriz hamlesi ile maçı döndürmesi de mümkün olmayacaktı. Tebrikler. Üst üste uyarılar var. Bursa, Ankaragücü, Konya ve Kasımpaşa Şampiyonlar Ligi Fenerbahçe'nin tüm birimlerini rüyalar alemine taşıdı. Dünkü temposuzluğun birinci nedeni Alex'in geri plana çekilmesi olsa da, iki bekin (Vederson, Gökhan) bindirme yapmaması, etkisiz kalması göz ardı edilmemeli. Kasımpaşa çekinmeden rakip sahada baskı kurup, iki beki de açıklarıyla kovalıyorsa, en azından ikinci yarı başlarken sahadakilere "farklı bir şeyler yapın" komutu gelmeliydi. Fenerbahçe'nin kendine gelmesi için gol yemesi gerektiği düşünülüyordu ki, 100 milyon euroluk takımın çilingiri Semih oldu. Yine de zorlu haftalar öncesinde kazanmak önemliydi.
" Rağmenler " yine iş başında ve zorlu maçlar Fenerbahçe'yi bekliyor.