Semih'in oyunda kaldığı 20 dakikada sonucu değiştirip, belki de Fenerbahçe'yi ipten almasını konuşmalıyız. Ya da o rezil ilk 45'in ardından, hiçbir değişiklik, hamle, dengeyi bozacak bir fikir olmadan ikinci yarının başlamasını da tartışabiliriz.
Alex'in hükümdarlığının Fenerbahçe'yi yıkılmaz yaptığını, böyle bir oyuncuyu seyredenlerin hele hele statta görenlerin ne kadar şanslı olduğunu da belirtirsek yanlış olmaz. Başka denizlerin balığı olarak yaşayan bu oyuncular grubunun, Turkcell Ligi'ndeki 90'ları yaşarken atmosfere uyum sağlama zorluğu çektikleri de konularımızdan biri olabilir.
Konya'nın attığı gol Semih'i oyuna sokturdu. Kezman'ın beceriksizliği veya forvet hattının yetersizliği değil. Zico'yu zaten bu konuda çok sorguluyoruz. Onun realiteyi geç fark etme (!) gibi bir problemi var.
Konya takımı Fenerbahçe'ye karşı Ceyhun'un önünde iki forvetle oynayabiliyor.
Şu Kezman'dan vazgeçemeyen Fenerbahçe'nin teknik direktörü, Semih ile oyuna başlamıyor veya sahayı gördüğü halde bu kararı vermek için gol yemeyi bekliyor. Alex'in performansı kadar iyi olabilen bir Fenerbahçe çıktı ortaya. Konya'da Deivid de muhteşem oynadı, defans bloğunda Edu da. Serdar'ın 1-0'dan sonra yaptığı iki önemli kurtarışa da dikkat çekilmeli.
Ama oynamaya karar verdiğinde, Fenerbahçe kaptanı bir sel gibi çağlıyor. Rakibe bile oynadığı futbolu seyrettirecek kadar büyük olmayı başarıyor. Bugünün bu güzelliği önümüzdeki yılların sorunudur aslında. Alex'siz Fenerbahçe'nin nasıl bir takım olduğunu gördük.
Ama bunlar bugünün konusu değil . AURELİO ÇOK KÖTÜYDÜ Deivid'in ilerigeri performansı içinde, tüm gol ataklarının başlangıç ayağı olması da önemliydi. Son maçların en iyi oyuncusu ve her maç daha yararlı olmayı başarıyor.
Ama bir de kötüsü vardı takımın; Aurelio. Onu hiç bu kadar kötü, vazgeçmiş görmedim. Zorla koşuyor, arkasından çekiyorlarmış gibi oynuyordu. Telafisiz haftalar oynanırken, kazanmak önemli. Kazanırken, ders çıkarmak daha önemli. Başka bir maçta bu kadar şanslı olamayabilir, Semih'in mucizelerine tanıklık edemeyebilirsiniz. Şimdiye kadar "
anlayamayan (!)", bundan sonra "
anlar " herhalde.
Yayın tarihi: 17 Mart 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/17//haber,B431B51A8E064698958EBCF859F54CEF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.