Ne o, şaşırdınız mı hanımlar beyler?
"Atatürk sağ olsaydı" saçmalığı kulağınıza pek güzel geliyor da biz
"Marx sağ olsaydı" deyince mi tuhaf buldunuz?
Biri 127 yaşında, öteki 190 yaşında olacaktı...
İzin verirseniz, çok sevdiğiniz o beylik zevzekliği ben de yapacağım: Marx sağ olsaydı, ya da mezarından kalkıp baksaydı diyelim,
"Türk Marksistleri" hakkında neler düşünürdü acaba?
(Adamın adının niçin "x" ile korunup taraftarlarının "ks" ile yazıldığını da anlayabilmiş değilim, ama işte
"galat-ı meşhur bilmemne-i bilmemneden evladır" özdeyişi var ya...)
Herhalde onları Marksist olarak görmediği için gülüp geçerdi...
Çünkü işçi sınıfıyla hiç ilgileri olmadı.
Kimisi
"özentiden" girdi bu işe, kimisi eli bir türlü ekmek tutamayan haytalığından, kimisi zengin çocuğuydu, kimisi
"öğretim üyesi" ...
Kimisi
"meyhane sosyalisti" tabir edilen serseri takımı, kimisi öğrenci
"aktivisti", yani okumaya niyeti olmayan hayta zümresi.
Kimisi de
"özel sektörde kendini işe vuracak büzüğü olmayan" kifayetsiz muhteris.
Yani esas olarak bürokrat. Ulemadan...
"İlmiyye" sınıfından. Ya ilmiyye, ya
"seyfiyye" ... Sonuçta ya kendisi memur, ya babası memur, ya da ikisi birden.
Komünizm tarihe karışıp, sosyalizmin de sosyal demokrasi şeklinde sulandırılmış biçimi bile Türkiye'de üretilemeyince, totaliter kafaların çoğu kendilerine yeni bir
"totaliter kıble" aramaya başladılar.
Kimisi düpedüz faşist oldu. Faşizmin ağababası Benito Mussolini de eski bir solcu değil miydi?
Kimileri de, totaliter olmasa bile
"otoriter" bir kimlik gerektiren Kemalizm'e geçtiler.
Memur çocukları sonunda memur ideolojisine sığındılar. Attila İlhan'ın kendi roman kahramanlarından biri için kullandığı deyimle,
"sınıfları onları geri almıştı" ... İsmet İnönü ve Recep Peker'in
"yumurtladıkları" ideoloji onlara cuk oturmuştu.
Köylüden her zaman nefret etmişlerdi. Köylü onlara verdiği tepkilere
"dinci" bir kılıf bulduğu zaman da, nefret dozunu büsbütün arttırmaları kolay oldu.
AKP'den nefret ediyorlar... DYP'den de etmişlerdi, ANAP'tan da, AP'den de, DP'den de.
Çünkü bu hareketlerin başını çeken eşraf ve tüccar
"hırsız", kitle desteğini veren de
"ayaktakımıydı" onların felsefesinde...
Cumhurbaşkanına ve başbakana çok kızıyorlar.
Hayır, bunlar
"dinci" oldukları için değil.
Cumhurbaşkanına Kayserili bir tornacının oğlu olduğu için, başbakana da Rize göçmeni bir Kasımpaşa çocuğu olduğu için kızıyorlar.
Sürmekte olan
"düşük yoğunluklu soğuk iç savaş", bir sınıf savaşıdır.
İktidar partisine gazete sayfalarında dümdüz gidenlere bakınız: Hepsi ya Ankaralı memur çocuğudur, ya üniversiteye bir şekilde bulaşmışlığı vardır, kimi zaman da ikisi birden!
Ama sorarsanız
"solcudur" bunlar, yani halktan yana...
Karl Marx sağ olsaydı... Kızar mıydı, güler miydi acaba? Ya da ikisi birden.
Yayın tarihi: 21 Mart 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/21//ardic.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.