Eh madem dünya şiir günü, biz de şiirsel bir başlık atalım dedik, sevgili dostum, gazeteciliğe başladığım yıllardaki Türkçe ustam
Ahmed Arif'i, ondan bir saptırmayla anarak..
Eski günlerdeki gibi sık tiyatroya gidiyorum yeniden.. Neden?..
Tiyatrolar kıpırdadı.. Hayır silkindi, coştu.. Her türden çok güzel şeyler oynuyorlar.. Yasemin de bana hiç sormadan, boş olan her geceme bir tiyatro koyuyor.. Yazmaya yetişemez oldum..
Sabah bilgisayarın başına oturdum ki, birikmiş.. Biriktirmişim.. Oysa bu akşam gene tiyatroya gidiyorum.. O zaman birikenleri elden çıkarmak gerek..
Beşiktaş Kültür Merkezi.. BKM.. İki çok ama çok neşeli gece geçirdim, BKM'de..
İlki yukarda, salonda.. İkincisi aşağıda, Mutfak'ta..
Salonda Yasemin Yalçın Tiyatrosu vardı. Oyunun Oyunu, yılların ötesinden gelip ikinci defa sahne ışıklarına çıkıyordu..
Yılların ötesinden gelirken Ercan Arıklı'yı da aldı getirdi anıların içinden..
Devlet Tiyatrosu'nda birlikte izlemiştik ve öyle keyifli vakit geçirmiştik ki, "Bir daha izleyelim" dedik ve gene gittik.. Yer bulamadık üstelik de balkondan seyrettik bu defa.. Meral Oğuz olağanüstüydü oyunuyla bomba gibi düşmüştü zaten şov dünyasına.. Ve de hayli dekolte rolü, fiziğinin de olağanüstü olduğunu gösteriyordu. İkinci defaya Meral için gittiğimizi biliyorum, ama bizi çeken oyunu mu, fiziği mi oldu, bakın orası karışık.. İki defa izlediğim Oyunun Oyunu'nda Meral'den başka kimseyi hatırlamıyorsam pek de karışık değil ya..
Bu defa
Şebnem Dönmez oynuyor onun yerinde.. Tahminlerimden de iyi oynuyor.. Ama şimdi tüm kadro müthiş..
Yasemin Yalçın'ı görmelisiniz.. Valla bana hiç hitap etmeyen o televizyon tiplemesinden çok çok farklı, harika bir kompozisyon çiziyor.
Kerem Atabeyoğlu, Volkan Severcan, ilk kez izlediğim
Gülten Karaman ve Serhat Tutumluer de öyle..
İlyas İlbey küçük rolünde büyük oynuyor.
Alp Kırşan nasıl şirin..
Oyunun Oyunu ikinci sınıf bir tiyatronun öyküsü.. Oyun içinde oyun.. Perdenin önünü de arkasını da anlatıyor size.. Ve de bu anlatımın arkasındaki imza
Mehmet Ergen.. Nasıl müthiş bir tempo içinde yorumlamış oyunu anlatılmaz.. Başınız dönüyor izlerken.. Ergen 2000 yılından beri Londra'da tiyatro yönetiyormuş zaten.. Yani işi iyi biliyor.. Öyle hızlı bir sahne trafiği var ki, tenis maçı izler gibi oluyorsunuz.. Arada kulise gittim, "Biraz yavaş, izleyemiyoruz" demek için.. "Bu gece yavaşız Hıncal Ağbi" dedi, Volkan.. Normalde 24 dakikada bitirirken, 28 dakikaya sarkmışlar.. Aman iyi olmuş.. Olmuş da o hızla, girip çıkacakları kapıları nasıl karıştırmıyorlar?.. "Karıştırmadığımızı ne biliyorsun" dedi, Volkan gene.. Pes ki pes!..Efter Tunç'u da kutlarım, bu sımsıcak sahnenin önü ve arkası dekorları için..
Oyunun Oyunu'nu neşeli, çok neşeli bir gece geçirmek istediğinizde mutlak izleyin..
Mutfak, BKM'nin kabaresi.. Bir yanda sıcak bir ortamda mezeler, içkiler, yemekler.. Ötede BKM Akademisi'nde yetişen gençlerin, öğrencilerin kendi yazıp yönettikleri, oynadıkları skeçler.. Tam amatör işi eğlencelik.. Ama öyle değil. Ortada öyle profesyonellere taş çıkartacak işler var ki.. Bu gençler insana gurur, umut veriyor.. Bir Büşra var, yani olmaz böyle şey.. O Büşra için bir daha, on defa daha giderim.. Bu nasıl bir komedyenliktir?.. Ve de Murat.. Breh breh breh.. Delikanlının yapmayacağı şey yok.. Hepsine, ama hepsine alkış aslında.. Mutfak da kaçmaz ama, yer bulunmuyormuş, Yılmaz (Erdoğan) öyle dedi..
Bulunmaz.. Böylesi güzel bir gece geçirmenin talibi çok olur tabii.. Ama Yılmaz söz verdi. Bir daha gidersem, torpil yapacak bana, bir köşeye sıkıştıracak..
Eeee.. Güya kısa kısa hepsini yazacaktım gördüklerimin, ama işte yazamamışım.. Bir BKM ile, üstelik de kısa yazdığım halde yerim dolmuş.. O zaman Kibarlık Budalası'nı, Mutlu Yıllar'ı buraya sığdıramam artık.. Onları da yarın yazacağım, ne yapalım!.
Bugünkü Tüm Yazıları
Bahar gelmiş tiyatrolarına memleketimin..
Yayın tarihi: 21 Mart 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/21//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.