Emre Aköz'ün dediği gibi, cahilden korkmayacaksın, yarı-aydından korkacaksın!
Okuması yazması olmayanlardan değil, Cumhuriyet Gazetesi'nin
"militan müşterilerinden" örneğin...
Biz onların arasında Marx'ın
"artıdeğer" kuramından haberi olmayan solcular da görmüştük...
31 Mart'ın aslında
"eski takvime" göre olduğunu bilmeyip, 13 Nisan'da protesto etmeleri gereken ayaklanmayı bugünkü takvime göre bugünkü 31 Mart'ta lanetleyenleri de gördük onların arasında.
Şimdi
"kadınbudu",
"hanımgöbeği",
"dilberdudağı" gibi yemek ve tatlı isimlerinin sansür edilmesi tartışılıyor ya, gene Emre Aköz'ün hatırlattığı üzere, bir hanım
"bu tür argo kelimelerin çok duyulmasını onaylamıyoruz" demiş.
Komşunun kızı değil, olayı çıkaran Yeşil Elma programının yapımcısı bu.
Bu kelimelerin
"argo" olduğunu sanmış garibim.
Berikiler laik yarı-aydın, bu da Müslüman yarı-aydın, al birini vur birine.
Emre hem kızmış hem dalgasını geçmiş,
"yerim seni kız" diyor (köfteye mi yapımcıya mı), buna da Nur ne diyor bilmem ama, ben olsam
"okuturum sana kız" derdim. Köfteye değil tabii.
Hulki Aktunç'un, genişletilmiş beşinci baskısı Yapı Kredi Yayınları'ndan yeni çıkan Büyük Argo Sözlüğü'nü okuturum!
Ben bu sözlüğü merhum Erdal İnönü'ye okutmayı bile başarmıştım.
Televizyon ekranından okumasını tavsiye etmiştim, yememiş içmemiş, gitmiş almış rahmetli...
"Ne öğrendiniz Sayın İnönü?" diye soran muhabire şu yanıtı vermişti:
"Kıl kaptım abi!" Gerçekten de öğrenmişti, o muhterem paşa çocuğu... Keşke, seçmenin partisine nasıl kıl kaptığını da görebilseydi...
Kalın, kırmızı kapaklı bir sözlük. Kitapçıda hemen gözünüze ilişecektir.
Ünlü Türkolog Andreas Tietze'nin öve öve göklere çıkardığı, her okuyanın, şöyle bir göz atanın bile parmak ısırdığı bir anıttır bu. Dünyanın bütün Türkoloji Enstitüleri'nin başucu kitabı olmuştur.
Fakat bir roman gibi de okunabilmektedir...
İçinde
"ayıp şeyler" bulmak isteyen
"ördek okuyucu" da mutlu olacaktır, üniversite profesörü de.
Küçük bir örnek vereyim:
"S" ile başlayan ünlü kelime üzerine çeşitlemeler, sözlükte iki sayfa tutuyor.
"S... aşağı Kasımpaşa", "s... çarşafa dolaşmak", "s... t... denk olmak" falan gibi deyimleri hepiniz bilirsiniz de,
"s... peynir görmek" diye bir laf duymuş muydunuz hiç?
Bana küfürbaz derler, vallahi ben de duymamıştım.
"Şımarmak" anlamına geliyormuş!
Sözlükte beş binden fazla madde, dört binden fazla alıntı var. Sözlük dört yüz sayfa.
Ve de, ayıptır söylemesi, bir miktar alıntı da bendenizin naçiz eserlerinden efendim! Olacağına bak!
Ve de Hulki Aktunç, dünyanın büyük sözlükçüleri arasında yerini almış, bir Pierre Larousse, bir Emile Littre, bir Sir James Redhouse, bir Şemsettin Sami gibi ölümsüzlüğe kavuşmuştur, daha şimdiden.
Hulki bu esere hayatının tam otuz yılını verdi.
Nereden mi biliyorum? Kendisi benim bacanağım olur da, oradan.
Eşi, bizim hanımın ablasıdır. Ama bunun konuyla ne ilgisi var?
Yayın tarihi: 10 Mart 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/10//haber,4705E18A68A84A4F8CB9278C4FAA472F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.