Petrol fiyatları dün 110.34 dolarla rekor kırdı. ABD verileri bu ülke ekonomisinde durgunluğa işaret ederken ve dünya ekonomisinin de bundan etkileneceği kabul görürken, emtia ve petrol fiyatlarının yükselmeye devam etmesi tam bir paradoks oluşturuyor.
-
Finansmanı nasıl?- Dün dünyada petrol fiyatları rekora giderken açıklanan ocak ayı verilerine göre Türkiye'nin yıllık cari açığı 38.9 milyar dolarla yeni bir rekor kırdı.
- Geçen yılın ocak ayında 3.1 milyar dolar olan aylık cari açık bu yılın ocak ayında yüzde 28 artışla 3.9 milyar dolara çıktı.
- 3.9 milyar dolarlık açığa karşılık ocak ayında 5.3 milyar dolarlık bir dış kaynak girişi sağlanmış. Yani açık fazlasıyla finanse edilmiş.
-
Hisse senetlerinden yarım milyar dolara yaklaşan net bir sermaye çıkışı olması ise İMKB ile Merkez Bankası'nın izledikleri seri arasındaki farkı ortaya koyuyor. Borsa ocakta 923 milyon dolarlık net satış olduğunu duyurmuştu.
- Bonoya gelen portföy yatırımıyla bankaların ve şirketlerin aldıkları dış borçla finansman sağlanmış. Ancak rezervlere 674 milyon dolar ekleyebilmişiz. Bu rakam geçen yılın ocak ayında 2.999 milyon dolardı.
Yani dışarıdan gelen paranın fazlalığı azalıyor.Küresel piyasalarda dalgalanmanın en şiddetli olduğu ocak ayında böyle bir sonucun veya finansmanın sağlanması da önemli bir avantaj veya şans sayılabilir. Ama ocak ayı ödemeler dengesinin verdiği en önemli mesajlardan birisi bu: Gelen paranın miktarında bir azalma var.
-
Açık kronikleşti mi?- Yıllıklandırılmış cari açık da geçen ocakta 32.9 milyar dolar iken bu ocakta 38.9 milyar dolara yükseldi. Bir yıllık sürede 7 milyar dolarlık artış meydana geldi. Ekonomide büyüme ise 2007'nin 9 ayında yüzde 5 ile vasat düzeyde gerçekleşti.
Orta hızda büyümede dahi yüksek cari açık veriyoruz artık. Neden acaba? Büyümenin hız kesmesiyle cari açığı besleyen üç önemli kaynaktan biri devre dışı kalıyor. Diğer iki ayaktan biri olan düşük döviz kurlarında ise küresel dalgalanma ile sınırlı artışlar gerçekleşiyor; ama henüz ithalatı cazip olmaktan çıkaracak oranda değil.
-
Asıl açık enerjide- Diğer ayak ise enerji ithalatı. Yani, ham petrolden doğalgaza kadar yıllık net 28 milyar dolara varan enerji ithalatı dış ticaret açığını ve cari açığı besleyen en önemli kalem haline geldi. Yukarıda yer alan 'enerji fiyat artışlarının cari açığa etkisi' grafiği ve verileri
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın dünkü Kayseri konuşmasından alındı. 2007 yılında yeni GSYİH verilerine göre yüzde 5.8 düzeyinde gerçekleşen cari açığın milli gelire oranı, enerji fiyat artışları hariç tutulsaydı yüzde 2.8 olacaktı. Yani, enerji fiyat artışının cari açık üzerindeki etkisi 3 puan veya yarısından biraz fazlayı oluşturuyor.
Grafik 2002'den başlıyor. Çünkü bizim cari açığın da, petrol fiyatlarındaki tırmanışın da başlangıcı aynı yıl. Sonraki yıllarda enerji fiyatlarının cari açığa yaptığı katkı giderek büyüyor. Hem daha çok enerjiye ihtiyaçtan hem de fiyat artışlarından dolayı... Bu da bizi
'ne kadar petrol fiyat artışı o kadar cari açık artışı' sonucuna götürüyor. Çünkü enerjide dışa bağımlılık yüzde 72 gibi çok yüksek bir oranda.
- Sonuç- "Yılanı kollayıp akrebi gözden kaçırdık." Mısır Atasözü
Yayın tarihi: 14 Mart 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/14//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.