İyi ki Özkök atandı!

Genelkurmay Başkanı atanırken, başta kıdem olmak üzere, belirli kurallara uymak mecburiyetine rağmen, gene de siyasi iktidar takdir hakkını kullanabiliyor. Meselâ, Özal, Necdet Üruğ'dan sonra, Necdet Öztorun'un Genelkurmay Başkanlığı'na gelmesini istememişti. Oysa, Öztorun, Genelkurmay Başkanı sıfatıyla davetiye bile basmıştı. Özal, Necdet Üruğ'un erken istifa etmesinden yararlanarak, Necip Torumtay'ı 2 Temmuz'da Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atadı; sonra da 24 Temmuz'da onu Genelkurmay Başkanlığı'na getirdi. Bu eylem, siyasi-askeri tarihimizde, "İki Necdet operasyonu" olarak yerini aldı.
Eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, Şükrü Küçükşahin'e, "Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olmasını istemiyordum. Çünkü, onun irtica ile mücadelede yeterli olmayacağını düşünüyordum" demiş. (Hürriyet 11 Mart 2008) Kıvrıkoğlu'nun aklındaki isim meğer Jandarma Genel Komutanı Org. Aytaç Yalman'mış. Ecevit ve Mesut Yılmaz'a, Necip Torumtay formülüne benzer bir yöntem önermiş:
"Jandarma Genel Komutanı'nı Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atayalım; Genelkurmay Başkanlığı'na bir atama yapılmadığı takdirde, yeni kuvvet komutanı, 30 Ağustos'ta görevi aldıktan sonra, Eylül'ün hemen ilk haftasında Genelkurmay Başkanı olur."
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Özden Örnek'in hatıra defterini hatırlayınız: Örnek'in anılarında, 2004 mahalli seçimlerinden ve Kıbrıs'taki Annan Planı oylamasından hemen önce, Komuta heyetinin darbe planladığı bilgisi mevcut. Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına ve Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, darbe hazırlığı içinde olduğu iddia edilen komutanlar. Tabii bir de, anıların sahibi Ora. Özden Örnek. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök sayesinde, demokrasimiz kurtuldu. İyi ki siyasi iktidar, Org. Kıvrıkoğlu'nun önerisini dinleyip, irtica ile mücadele perdesi altında siyasete müdahale etmeğe teşne bir komutanı atamamış.