Geçen hafta meslek yüksekokulları ile ilgili yazım için bir çok mail aldım. Bunların büyük bir çoğunluğu teknikerlere aitti. Meslek yüksekokullarının sorunlarını kamuoyu ile paylaştığım için beni ve gazetem SABAH'ı kutluyorlardı. Meslek yüksekokulu mezunu yaklaşık 1 milyon 100 bin tekniker ülkemizin kalkınması için çalışmak istiyor. Türkiye'de bulunan teknikerler arasında mesleki dayanışma sağlamak, üyelerin haklarını hukuki yönden aramak, geliştirmek, savunmak ve kanunların kendisine verdiği bütün yetkileri kullanabilmek amaçları çerçevesinde
"Teknikerler Birliği" kurulmuş. Bu doğrultuda dernek çalışmalarına devam ediyor.
Ülkemizde 550 adet meslek yüksekokulu var. Bu okullardan 170 farklı branşta yaklaşık 1 milyon 100 bin genç mezun oldu. Ancak kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve serbest piyasada yüz binlerce tekniker almış oldukları akademik eğitimle doğru orantılı olarak görev yapamamanın ezikliğini yaşıyor. Kamuda görev, yetki, sorumluluk ve özlük hakları, serbest piyasada imza yetkisi ve teknik uygulama sorumluluğu, özel sektörde ise belirsizlik ortamı teknikerleri adeta çileden çıkartıyor. Ayrıca teknikerlerin mesleki oda kuramaması ise, onların içerisinden çıkılamayacak düzeylere gelmesine neden oluşturuyor. Teknikerin sorunlarını şöyle sıralayabilirim:
Çözüm bekleyen sorunlar 1-Unvan problemi: 3795 sayılı kanunun 3'üncü maddesinde tekniker unvanı yasal olarak belirlenip, bu unvanların mezun olunan dalın adı ile birlikte kullanılması hükmedilmesine rağmen, birçok resmi kuruluş tarafından bu dikkate alınmıyor.
2-Görev, yetki, sorumluluklarımızın belirsizliği: 3795 sayılı kanunun madde 6 paragraf 2'de "Teknisyen, Tekniker, Yüksek Tekniker ve Teknik Öğretmenlerin her meslek alanındaki yetki ve sorumluluklarına ait esas ve usuller; Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu'nun da görüşleri alınarak Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir" deniliyor.
Geçen süre içersinde görev, yetki ve sorumluluklarının belirlenmemesi yüzünden, bazı teknikerler ekmek kapılarına kilit vurmak durumunda kaldı. Kamu kurum ve kuruluşlarında ise ilkokul, ortaokul mezunları ile aynı statüde değerlendirildiler. Bence 3795 sayılı kanuna göre Görev-Yetki-Sorumluluk Yönetmeliği en kısa sürede Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanmalı.
3-Mesleki odasının kurulamamış olması: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 135. maddesi gereği mesleklerin kendilerine ait mesleki odalarını kurmalarına imkan tanımasına ve hemen hemen her mesleki unvanın odalarının kurulmuş olmasına rağmen,
"Türk Tekniker Odaları ve Birliği" kanun tasarısı yasalaşamadı. Teknikerlerin geleceği için, bu kanun çıkarılmalı.
4-İstihdam sorunu: Ülkemizdeki farklı 170 branşta yetiştirilen teknikerler, yeterli planlama ve organizasyon eksikliği yüzünden istihdamda büyük sorunlar yaşıyor. Özürlü teknikerler için de durum aynı. İstihdamda teknikerlere de yeterli kontenjan ayrılmalı.
5-Lisans tamamlama sorunu: Meslek liselerinden, meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş yasalaştırılırken, ön lisans diplomasına sahip teknikerlere de, lisans tamamlayabilmeleri için belirli kontenjanda sınavsız dikey geçiş sağlanmalı. Meslek yüksekokullarının eğitimi günümüzün şartlarına göre organize edilerek,
Uygulamalı Teknik Bilimler Fakültesi'ne dönüştürülmeli. Böylece meslek lisesi çıkışlılar, alanlarının devamı niteliğindeki 4 yıllık lisans programlarında okuma imkanı, ön lisans düzeyinde eğitim yapan meslek yüksekokulu çıkışlılar ise lisans tamamlama fırsatını elde edebilir.
Ülkemizin gelişebilmesi için kaliteli ve nitelikli ara (ana) elemanına ihtiyacımız var. İş işten geçmeden gençlere yardımcı olmalıyız. Bu tür düzenlemeler, çeşitli engellerden dolayı önümüzdeki yıllara da kalabilir. Ancak yanlış olur. Lütfen geç kalmayın.
Yayın tarihi: 12 Mart 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/12//gursoy.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.