DANIŞTAY Başsavcısı Tansel Çölaşan'a bak! Hanımefendi, 8 Mart'ta, kadını konuşacağına, darbeye methiyeler dizmiş. 27 Mayıs'a, darbe değil
"devrim" demekle kalmıyor, Menderes'in idamından dolayı
"toplumsal bir coşku" yaşandığından bile söz ediyor. Peki Menderes'in asıldığına
"sevinen" kitleler, 1961 genel seçimlerinde, neden Demokrat Parti'nin devamı olduğunu söyleyen, Adalet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi'ne oy verdi? Belli ki Tansel Çölaşan, kendi dar çevresinin hastalıklı düşüncelerini,
"milletin nabzı" sanıyor. Hâlâ da aynı yolda ilerliyor.
Bir hukuk insanı, darbe için,
"devrim" der mi? İdamı alkışlar mı?
Menderes döneminde
ezan Arapça'ya çevrildi cümlesi de hakikatin ifadesi değil. 1950'de
CHP'nin iştirakiyle, ezanın Arapça okunma
yasağı kalktı. Arapça mecburiyeti filan getirilmedi.
Dün, eski YÖK başkanı Erdoğan Teziç'in, YouTube'a takılan sözlerini yazmıştım: 27 Nisan muhtırasını duyunca
"Oh" demiş; yeni bir 28 Şubat korkusu ile AK Parti'nin, Gül'ü Çankaya'ya çıkartamayacağını, askerin bütün atamaları, aynı zihniyetteki cumhurbaşkanı, başbakan ve Savunma Bakanı'na emanet edemeyeceğini belirtmekle kalmamış,
"Araba Çankaya'ya çıkarken kaza olur" gibi, suikast çağrıştıran cümleler bile sarf etmiş. Sandıkta alt edemeyince
"tek yol devrim" veya
"Ergenekon" Öyle mi?
Yayın tarihi: 12 Mart 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/12//haber,39BF7180ED9F40149253F65C334BA85C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.