BUNDAN böyle Siyad'ın hiçbir gecesine gitmem.. Hiçbir ödülüne de itibar etmem..
Sinema Yazarları Derneği'nin 40'ıncı Ödül Yılına büyük umutlar ve beklentilerle gittim. Tek başına geceyi kurtarmaya çalışan
Atilla Dorsay'a acımaktan başkası elimden gelmedi.
Bu kadar kötü organize edilmiş bir gece olamaz.. Mümkün değil.. Hemen hepsi de ipe sapa gelmez bir yığın lafa boğulmuş, temposuz, ritmsiz, sevimsiz bir gece..
Daha kapısından girerken TİM'in garipliğini hissettim. Kırmızı halıda kameralar, foto muhabirleri bana saldırdı. Yahu Türk sinemasının gecesinde Hıncal mı kaldı, çekilecek. Ben yazı işleri müdürü, yayın yönetmeni olsam, böyle geceden Hıncal'ı getireni kovarım..
Ama baktım.. Çocuklar haklı.. Kuliste, salonda ünlü yok.. Kimi çeksinler.. Dört bir yana bakmaktan boynum koptu, tanıdık 20 yüz falan sayabildim topu topu..
Nerde bu ülkenin sinema ve televizyon yıldızları?..
Gelmemişler. Gelenler de belli.. Ödül alacaklar önceden biliniyor, haber verilip çağrılmışlar, onlar.. Gelmeyenler haklı çıktı. Ne işleri var böyle kötü bir gecede?..
Yahu hep derim, "Yapan yapar, yapamayan eleştirmen olur" diye.. Yapamayacağınızı biliyorsunuz. Geceyi profesyonellere emanet etsenize.. Hayır..
Maksat başkanlarından üyelerine kendi reklamları ya. Kendileri yapacaklar o zaman..
En pespaye kılıkla ödül alanlar, daha kötü kıyafette ödül verenler.. Yahu bu ödülleri, bu ülkenin en ünlü starları niye vermez?.. Gelmezler de ondan mı?..
..Ve de ödüller..
Kerametleri kendilerinden menkul, "Biz sinema eleştirmeniyiz, başkası değil" diye ortaya çıkan bir yığın yeni yetme oturmuş, kendi kendilerine mastürbasyon yapıyor.. Yeni yetme eleştirmenin ancak uzun yıllarla yenebildiği bir kompleksi vardır. "Halkın sevdiğini alkışlarsam, nerde kalır benim eleştirmenliğim. Uzmanlığım, kerametim. Onların beğenmediğini seçmeliyim ki, farkım ortaya çıksın."
Bu kafayla verilince oylar, bu yılın efsane filmleri, Mutluluk, Kabadayı, Beyaz Melek'in yüzüne bakılmaz.. Kimsenin görmediği, adını hatırlamadığı bir film bütün ödülleri alır gider, Türk sinemasının belki de en parlak hem de sinema sanatı adına en parlak yılında..
"Vay be.. Benim eleştirmenlerime bak.." der millet de..
Ben nasıl bir dangalağım.. Bunlar var da Allah'tan, nasıl bir geri zekâlı olduğumu anlayabiliyorum..
Halkın beğenisinden bu kadar ürken, kaçan, iğrenen insan, gazeteci olur mu, önce.?. Eleştirmeni geçin..
Siyad'a saygım bitmiştir!..
Yayın tarihi: 5 Mart 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/05//haber,BC0FF5C998104520AA4FF84FD3DA13A4.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.