Oyun bitti.. Tiyatronun hemen altındaki şirin cafede toplandık, dünyanın en lezzetli mantısını yemek için.. El yapımı.. Ev yapımı.. Müthiş gerçekten.. Hele de insan karnının hafiften zil sesleri verdiği ilerleyen saatlerde nasıl kaşıklıyorsunuz, olmaz böyle şey..
Yolunuz Duru Tiyatro'ya düşerse ki, düşsün.. Salona girmeden önce büfeye uğrayın ve oyun sonrası için masanızı ayırtıp, mantı siparişi verin.. Evinize hem de nasıl mutlu dönerken, bana da bir hayır duası sallamayı unutmayın..
Tiyatronun kurucusu ve izlediğimiz oyunun baş oyuncusu
Emre Kınay da katıldı az sonra bize.. Bir tatlı sohbet açıldı ki, sormayın gitsin..
İşte tiyatro keyfi bu aslında.. Oyunu izledikten sonra pür telaş eve, sonra tumba yatak değil.. Bir yere oturup o güzelliği, bir sohbetle uzatmak.. O uzatmaları oynamadan eve gitmemek..
Emre bana döndü bir süre sonra.. "Hayrola Hıncal Ağabey" dedi.. "Bu gece bir sessizlik var üzerinde.. Yorgun musun?.."
Bir hafta evvel gene ordaydık.. İlk defa izlediğim üç genç ve Kaset adlı oyun beni öyle coşturmuştu ki, susturamıyorlardı.. Bu defa ağzımı taksitle açar gibiyim gerçekten.. Neden peki?..
"Hâlâ oyunun yükünü üzerimden atamadım Emre" dedim.. "Aptal gibiyim.. Hele bir kendime geleyim.."
Son Baskı beni gerçekten aptala çevirdi, inanın.. Ve de utandırdı..
Ben ki, mangalda kül bırakmam, Tiyatro deyince.. En meraklı, en izleyen köşe yazarı gazeteciyim ya.. Halt..
Böyle bir oyunu, böyle bir oyunculuğu üçüncü yılında ancak izliyorsam, bu ayıp bana yeter..
Oysa daha 2006'da, Emre bu oyunu ile Afife Ödülü alırken, Lütfi Kırdar'daydım ve haberim olmuştu her şeyden.. Yani.. Benim eşekliğim dışında mazeret yok..
Oyun mu sarstı beni?.. Oyunculuk mu?.. Emin değilim.. Belki ikisi de..
Ama Emre Kınay olağanüstünün de üstüydü.. Böyle şey olmaz.. olmaz gerçekten..
Yeni kuşaktan böyle yeteneklerin çıkması harika bir şey.. Bir umut ülkemiz için..
Dahası.. Bu Emre bir idealist.. Tiyatrolar birbiri ardına kapanır, haftalık temsileri nerdeyse bire indirirken, tiyatro kuracak, onu repertuar tiyatrosu haline getirip ayni anda dört beş oyunu sahne ışıklarına çıkaracak, yetmedi, gençlere, genç yeteneklere bu işi öğretmek için kolları sıvayıp akademi açacak kadar idealist.. Yoksa "Gerzek" mi demeliydim, dizilerden malı götürüp ömrünün sonuna kadar stressiz, tasasız refah içinde yaşamak varken, bu savaşın içine girdiği için..
Bugünkü Tüm Yazıları
Tiyatro ve işadamlarımız..
Yayın tarihi: 26 Şubat 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/26//haber,4C55B9470CA144E58D8C819F8F82AD32.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.