En büyük kuvvetimiz matbuattır!
Muhtıra karşıtı bildirileriyle sivrilen Genç Siviller, yeni sergileriyle Türkiye'deki askeri müdahalelerde medyanın da etkisi olduğunu dile getiriyor..
İlk sanal askeri müdahalemiz olan 27 Nisan Muhtırası sonrası yayınladıkları bildiri ile dikkatleri üzerlerine çeken Genç Siviller; bu defa medya-darbe ilişkisini irdeliyor. Beyoğlu'ndaki ofislerinde açtıkları sergide; 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007 askeri müdahale (darbe, muhtıra, sanal muhtıra, postmodern darbe) günlerine yakın tarihli 100 gazete sayfası bulunuyor. Farklı gazetelerden alıntılarla hazırlanmış 'Darbe Günlerinde İyimserlik' başlıklı bu çalışma; klasik tabirle 'bir kısım medya'nın müdahale öncesinde kışkırtan, sonrasında pollyannacılık oynayan tavırlarına dikkat çekiyor. "Söz konusu özgürlükse gerisi teferruattır" çıkışıyla tanıdığımız başörtülü kadınlardan biri olan Havva Yılmaz; bu serginin araştırmacısı. Aynı zamanda Genç Siviller aktivisti olan Yılmaz; "Her darbenin ardında o darbeyi destekleyen bir medya var. Hatta öyle ki darbe girişiminde medya desteği yoksa, o darbe yapılamayabilir. Özellikle ana akım medya bu konunun muhatabı," diyecek kadar iddialı.
AÇIKLAMAYA DİKKAT!
Genç Siviller ekibi, geçen yılki muhtıra sonrasında bazı yayın organlarının destekleyici tavrını görünce, böyle bir sergi yapmaya karar vermiş. Yılmaz bu konuda şunları söylüyor: "27 Nisan'a medyanın etkisini fark ettiğimizde; bunu ifşa etmek istedik. Aslında özellikle 28 Şubat döneminde bu etkiyi görmek mümkün. Çünkü o dönemdeki müdahale adeta medya üzerinden yürütüldü. Öncesinde pompalandı, sonrasında da destek gördü." Yılmaz, darbe dönemlerine ait gazete sayfalarında, bu fikrini doğrulayan haberleri renkli kutucuklar içine almış. Sergide özellikle Türkiye'nin yaşadığı ilk darbeye, 27 Mayıs'a geniş yer verilmiş. Çünkü Genç Siviller, bu süreci 'pompalama ve destek' haberlerinin gelenekselleştirilmesinin ilk adımı olarak görüyor. Örneğin 27 Mayıs'ı takip eden günlerde, hemen her gazetede çıkan bir açıklama hayli dikkat çekici. Açıklamayı yapan kişi askeri müdahalenin lideri Orgeneral Cemal Gürsel ve başlıklara çıkan cümle şu: "En büyük kuvvetimiz matbuattır."
TRAJİKOMİK ÖRNEK
Bugünün genç kuşağının apolitikliğine en çok katkısı olan 12 Eylül darbesi, manşetlerde kıyaslamalarla yer buluyor; "Darbe öncesi bir haftada 90 kişi ölüyordu, darbe sonrası bir haftada sadece beş ölü var," gibi... Başka bir gazetenin 15 Eylül 1980 tarihli ilk sayfasında ise "Mamak cezaevinde sağ ve sol örgüt üyeleri barıştı" başlıklı bir haber göze çarpıyor. 12 Eylül'ün sadece üç gün sonrasında, barış ve huzur kelimelerini barındıran bir haberin yer aldığı bu sayfa, serginin belki de en trajikomik örneği. Darbe Günlükleri haberinin yayımlanmasından sonra kapatılan Nokta dergisi eski Genel Yayın Yönetmeni ve Taraf gazetesi yazarı Alper Görmüş söyleşisiyle açılışı yapılan; 'Darbe Günlerinde İyimserlik' sergisi 3 Mart'a kadar görülebilir. Bilgi için tel: (0212) 251 89 49
Yayın tarihi: 2 Mart 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/02/pz/haber,001F5C8531804678B248825C967EE4BB.html
Tüm hakları saklıdır.