"Üniversitede türban yasağı" nın kalkmasına ilişkin formül muhtemelen yarın bulunacak.
AK Parti ile MHP, üzerinde anlaştıkları Anayasa'nın 10 ve 42'nci maddelerindeki değişiklik tekliflerini Meclis'e sunacak.
İki partinin yetkilileriyle yaptığımız görüşmeden çıkan sonuca göre şunu söyleyebiliriz ki, bulunan formül türban serbestisinden çok, bunun üniversite ötesine yayılmasının önüne geçmeyi hedefliyor.
Yani,
"üniversitede serbest kalırsa, liselere, kamu kurumlarına kadar uzar" kaygılarını gidermeyi amaçlıyor.
Veya
"Hedefimiz kamu hizmeti veren personele de yasak olmaması" diyen AK Parti Konya Milletvekili
Hüsnü Tuna'nın emellerine set koyuyor.
Bulunan formüllere gelirsek...
Anayasa'nın
"Kanun önünde eşitlik" başlığını taşıyan 10'uncu maddesindeki düzenlemede sorun yok; devlet organlarının ve idarenin bütün işlemlerinde, hizmeti sunan ve alan kanun önünde eşittir, ilkesine uygun düzenleme yapılıyor.
Yasak sınırı Türban yasağının kalkması konusunda asıl değişiklik Anayasa'nın 42'nci maddesinde geliyor. Çünkü AK Parti, MHP'nin önerdiği gibi sadece 10'uncu maddede yapılacak değişikliğin sorunu çözeceğine inanmıyor; 42'nci maddede de değişiklik istiyor.
Bu madde üzerinde 5 farklı formül bulunmakla birlikte hepsinin ana teması aynı:
"Yasağın alt ve üst sınırlarını keskinleştirip; serbest olması istenen alanda boşluk bırakarak sorunu gidermek..."
Yani,
"ilk ve ortaöğretimde, eğitim ve öğretimin Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre" yapılacağı daha katı üslupla kayda geçirilecek.
Hizmet sunucusu olan üniversitelerde öğretim üyeleri de zaten yasak kapsamında olacak. Özetle, türban yasağının bölgesinin alt sınırı ilk ve ortaöğretimdeki öğrenciler, üst sınırı ise kamu kurumları çalışanları ile çizilmiş olacak. Böylece
"mücavir alan" veya
"tanım dışı boşlukta kalan" üniversite öğrencileri için yasak söz konusu olmayacak.
İnkilap kanunları Bu arada, Anayasa'nın
"İnkılap kanunlarının korunmasını" düzenleyen 174'üncü maddesinde sıralanan kanunların ötesinde kılık kıyafet giyilemeyecek.
"Burka, kara çarşaf, sıkma baş" gibi dini motifli kıyafetlerin önüne geçilirken,
"yemeni, eşarp" tarzı başörtüsüne izin verilecek.
Devletin görevi Düzenleme Anayasa ve AİHM engellerinin aşılmasına yeter mi?
Değişiklik üzerinde çalışan milletvekili Cumhurbaşkanlığı seçimindeki 367 tartışmasını anımsatıp ekledi:
"Anayasa Mahkemesi '367 şart'
dedi; 102'nci maddeyi değiştirdik şart kalktı. Burada da aynı şeyi yaparız, olur biter..." Çözüm bu kadar basit ise yıllardır bu tartışmalar niye yapılıyor?
Eski bakanlardan
Tınaz Titiz'in sorunun çözümüne dönük şu tespiti ise her şeyi anlatmaya yetiyor:
"Devletin buradaki rolü, başörtüsünü yasaklamak, serbest bırakmak, biçimini tasarımlamak değil, bilgilendirme ile koşullandırmanın ince sınırını gözetmekten ve bu sınırı geçenlere yaptırım uygulanmasından ibarettir..." Bir de
"çoğunluğun ne kadar zarar göreceğinden..." Bu kadar basit...
Yayın tarihi: 27 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/27//haber,6BC9D10BE71947F2A558B655D6A09D3E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.