Geçen hafta içinde Pürlen'in Elmadağ meyhanesinde
Mustafa Sağyaşar okuyacaktı gene.. Haftasonu İzmir'deydim.. Ağabeyim Öcal'a "Sağyaşar gecesine geliyorsun, değil mi" dedim..
"Hayır" dedi.. "Çok yorgunum bugünlerde.. İki otobüs yolculuğunu göze alamam.."
Ağabeyim uçağa binmez.. Aylar, yıllar süren çabalardan sonra ikna ettik. İstanbul için rezervasyon yaptırdı. Ertesi gün uçacak.. O gece bir THY uçağı Trabzon'a inemedi, 7.5 saat havada dolaştı. Atlas Jet uçağı Isparta'da düştü.. Ağbim de biletini geri verip otobüse döndü. O konu da kapandı..
"Bilader" dedim, "Hafta sonu Kemal de geliyor İstanbul'a.. Pazar günü Ertekin'de kahvaltı yaparız, üç kardeş.. Kemal'i ikna ederiz, o da kalır Sağyaşar gecesine.."
"Olmaz" dedi ağbim..
O sırada Kemal'den haber geldi, o da caymış İstanbul'a gelmekten.. Önemli işleri çıkmış da..
Pazartesi akşamı, üçümüz değil, dördümüz de Ertekin'deydik.. Hesapta olmayan kız kardeşim Serpil de uçmuş gelmişti, Ankara'dan..
Cüneyt Ağbi'yi iki saat önce gömmüştük de..
Hani yorgunduk.. Hani işlerimiz vardı.. Hani aklımızdan geçmiyordu.
"İmkânı yok" denen buluşmayı bir ölü sağladı.. Cüneyt Ağabey'in ölümü hepimizi İstanbul'a getirdi..
Yani.. Demek ki oluyormuş..
Demek ki hayatı ertelememek gerekiyormuş.. Demek ki insanlar yaşarken, yaşamak için, keyif için, yaşamdan tad almak, mutlu olmak için de bir araya gelebilirlermiş.. Aslında ne kadar imkansız görünse, herkesten önce kendilerine uydurdukları özürleri ne kadar kabul edilir olsa da..
Cüneyt Ağbi hayatta olsaydı.. O bir Teksas çiftlik ağası üslubu ile hazırladığı efsane barbekü partilerinden birine davet etseydi, o pazartesi akşamı Uluç kardeşleri İstanbul'a, gelir miydik, gelebilir miydik?..
Ama cenazesini kaldırmaya geldik..
Öcal Ağbim yazısında
"Biz Uluçlar Cüneyt Ağbi'nin ailesiydik" demiş.. Bazı şeyleri bilenler için gözleri nemlendirecek bir duygusal ifade bu. O konulara hele şimdi hiç girmek istemem..
"Ben Uluç ailesinin en büyüğüyüm. Benim ağbim yok kan bağı olarak. Ama Cüneyt Koryürek benim ağbimdi" demiş..
Ne güzel demiş.. Hepimiz onun kardeşleriydik.. Ölümüyle, İstanbul'da buluşturduğu kardeşleri..
Ölürken bile
"Ulan gerzekler, ölümde değil, yaşamda buluşun. Hayatı ertelemeyin.. Ertelerseniz, yarın belki de işte bu, ne biliyorsunuz" dediği kardeşleri..
Cüneyt Ağbi hayat boyu ders verdi dostlarına.. Son dersi de bu..
Aldık mı?.. Alabildik mi?..
Sanmam!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Hayatı ertelemeyin dostlarım!..
Yayın tarihi: 27 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/27//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.