Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün dün tamamlanan ABD gezisiyle bir süredir unutulan söylem yeniden canlandı:
"Kürt sorunu için, siyasi çözüm de gerekir..." Aslında tartışma iki ay önce Başbakan
Erdoğan'ın ABD gezisi sırasında başlamıştı.
Şimdi soru şu: Siyasi çözümden kim ne anlıyor?
Çünkü herkesin kendisine göre bir
"siyasi çözüm" modeli bulunuyor.
Örneğin ABD'ye göre,
"siyasi çözüm", on yıl öncekinden farklı...
Çünkü, 10 yıl önce Washington yönetiminin beklentisi, Kürtlere kültürel haklarının verilmesi; siyasi affın çıkarılması noktasındaydı.
Bugün ise siyasi çözümden söz edildiğinde Kuzey Irak'taki Kürt liderlerle ilişkinin geliştirilmesi ve onların da dile getirdiği bazı çözüm modellerinin hayata geçirilmesi anlaşılıyor.
Erbil'in arayışı Washington'un, Ankara'nın temasının sıcaklaştırmasını ve dinlemesini istediği Erbil'de üretilen siyasi çözüm ise bunun ötesinde...
Erbil öncelikle Ankara'nın kendisini muhatap almasını bekliyor.
PKK'nın tamamen bölgeden silinmesini arzuluyor; ancak Türkiye'den de toprak beklentisi içinde K.Irak'ta bağımsız bir devlet kurmak da istiyor.
PKK'nın 7 maddelik siyasi çözüm isteği belli...
"Türkiyelilik üst kimliği çatısı altında tüm kimliklerin anayasal güvenceye kavuşturulması" talebiyle başlayan
"siyasi çözüm deklarasyonunda", kültürel hakların verilmesi ve genel siyasi af çıkarılması talep ediliyor.
Bunların dışında bir de AB'nin siyasi çözüm modeli bulunuyor.
Aslında AB içinde de kafa karışıklığı olduğu görülen siyasi çözüm modeli Türkiye'nin bir federasyona veya konfederasyona kadar gitmesi sonucunu doğurabilecek öneriler dizini içeriyor.
Dışarısı gibi içerde üretilenlerin siyasi çözüm modelleri de aslında birbiriyle örtüşmüyor.
Örneğin
Abdullah Öcalan,
"üniter devleti" savunup konfederasyon veya federasyona karşı çıkarken,
Şerafettin Elçi "eyalet sistemi" öneriyor.
DTP de kültürel haklar ve özgürlüklerin verilmesi ve Öcalan'ın affedilmesini isterken, üniter devleti savunuyor.
Ankara'nın planı Ankara'da üretilen siyasi çözüm modelleri ise bunların ötesinde.
Hükümet, Türk Ceza Kanunu'nun
"Etkin Pişmanlığı" düzenleyen ceza indirimi maddesinde
"muhbirlik" şartını kaldırarak bir çözüm modeli üzerinde duruyor.
Daha fazla kültürel hak ve Öcalan'a kadar uzanacak bir affa ise kesinlikle karşı çıkıyor.
Güvenlik birimlerinin üzerinde durduğu çözüm modeli de aslında hükümetin dile getirdiğinin ötesine gitmiyor.
Muhalefetin siyasi çözüm modeli ise bunun ötesinde bulunuyor.
Örneğin ana muhalefet CHP, resmi kurumlarda Türkçe'den başka bir dil kullanılmasının söz konusu dahi olamayacağını, ancak isteyenin istediği yerde Kürtçe okuyup, konuşabileceğini, türkü söyleyebileceğini belirtiyor.
CHP bölge için öneriyor olsa da aslında Ankara'nın Yüksel Caddesi'nde her gün yaşanan ve kabul gören bir olguyu dile getiriyor.
MHP ise
"siyasi çözüm" kelimesinin kullanılmasını dahi kabul etmiyor.
Özetle farklılıklar içinde ortak çözüm kısa vadede gözükmüyor.
Yayın tarihi: 13 Ocak 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/13//haber,8728E71C1F2741DD8E46FCDFA4FA3F3B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.