"Direnerek, hatta çatışarak çözmemiz gereken üç konu var" deyip sıraladı:
"Din-Kürt-Özgürlük..." Uzlaşma ile çözüm yolu neden aramadıklarını sorduğumda şu yanıtı verdi:
"Bugüne kadar bu üç konuda uzlaşma aranmış ama sonuçta hep statükocular galip gelmiş; çözüm arayanlar püskürtülmüş. Bu kez başaramayacaklar..." Konuştuğumuz kişi AK Parti'de güler yüzlü, yardımsever yaklaşımları ve açık fikirliliği dolayısıyla birçok kişinin sevip beğendiği bir isim.
Konuşmamız, bir dost sohbeti ortamında geçtiği için adını vermiyorum.
Sadece Başbakan
Tayyip Erdoğan'ın son dönemdeki sert üslubunun nedeninin anlaşılması için bazı cümlelerini aktarıyorum.
Uzlaşıyla zor Partide yönetime en yakın milletvekilinin de vurguladığı gibi iktidar, üç meselenin çözümünün diyalog ve uzlaşı yoluyla olacağına inanmıyor.
Bu üç konuda da katı bir tutum takınılması gerektiği düşünülüyor.
Geçmişte bu konularda çözüm olanağı yaratıldığı anda dirençle karşılanıldığı ve bulunan noktadan bile geri adım atıldığına inanılıyor.
Örnek olarak
"din başlığı" altındaki bölüm başlıkları olarak
"türban" ve
"Alevi" meselesi gösteriliyor.
Bu konularda dışarıda da büyük bir hazırlığın yapıldığına inanılıyor.
"Bu kez onlar değil, biz başaracağız" deniliyor.
Başarılarını da arkalarına aldıkları yüzde 46.6 oy ile gerçekleştireceklerini vurguluyorlar.
Peki, AK Parti'ye yüzde 46.6 oy verenlerin hepsi bu üç konuda da parti yönetimi ile aynı fikirde mi?
Haydi oy verenleri bırakalım, partili milletvekilleri aynı düşünüyor mu?
İktidar kulisinde milletvekilleri ile kısa süreli yapılacak sohbetin sonucunda alınacak yanıtı hemen verelim; hayır...
Örnek mi;
"özgürlükler" başlığı altında sıralanan ve üzerinde değişiklik yapılacağı söylenen Türk Ceza Kanunu'nun iki maddesi.
Bir ay önce değişiklik yapılacak denilmesine rağmen TCK'nın
"Etkin Pişmanlığı" düzenleyen maddesi hala gündeme getirilebilmiş değil.
Aynı durum TCK 301 için de geçerli...
AK Parti iktidar olduğu günden bu yana TCK 301 sorunu sürüyor.
İki yıl önce TCK'nın tepeden tırnağa yenilenmesinde dahi 301 değişikliği istenildiği şekilde yapılamadı.
Bugün de aynı durum söz konusu.
Her ne kadar Adalet Bakanı
"Daha süratli olur diye milletvekili teklifi haline getirdik" dese de hükümet içindeki farklı görüşler dolayısıyla tasarı halinde getirilmek istenen düzenleme, teklife dönüştürülmüş bulunuyor.
Ortadoks "Katersis"i İktidar partisindeki bu durum MHP tarafından net görülüyor.
MHP, AK Parti içindeki eski ülkücü veya
"yeniden milli mücadeleci" milletvekillerinin vicdanının bu değişikliklere olanak vermeyeceğine inanıyor.
MHP'nin türban konusunda AK Parti için söylediği
"blöflerini gördük" cümlesinin gerisinde de bu yatırıyor.
Nitekim, MHP milletvekili
Deniz Bölükbaşı sohbetimizde, iktidar partisi içindeki eski
"ülkücü" milletvekillerinin durumuna dikkat çekerek şu benzetmeyi yaptı:
"Ortadoks teorisinde günah çıkarmanın ötesinde bir durum vardır. Buna Katersis derler. Yani vicdan temizleme durumudur. Aynoroz'da ömrünü tüketen papazın yaptığı da 'katersis'dir. Şimdi eski arkadaşların vicdan temizliğinin nasıl olacağını bu maddeler geldiği anda Genel Kurul salonunda göreceğiz..."
Yayın tarihi: 22 Ocak 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/22//haber,770CFE3AD48B46279B75045798EAE95A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.