UT
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?UT
Duysa ne olacak!
Memlekette maddi imkândan yoksun olmanız büyük ihtimaldir.
Öyle iken, "engelli, özürlü" çocuğunuz olması da bir ihtimaldir.
Ve bu, evladına içi yanan bir anne (ve baba) için çok kötü ihtimaldir.
Sizin bizim, çok şükür, böyle bir derdimiz olmayabilir.
Ancak, "bu vatan toprağında, bu bayrak altında, bir devlet çatısında, birlik ve beraberlik içinde" bulunduğumuz kimi "kardeşlerimiz"in olabilir.
Zaten, "cumhuriyet" ile "sosyal devlet" bunun için de değil midir?
Değil midir!
Asena, milyonlarca engelli çocuktan, binlerce "işitme engelli" den biri.
Annesi Fitnat Hanım ile birlikte küçüklükten beri mücadeleye koyulmuş.
Sadece işitme mücadelesi değil; işitmediği için konuşamamaktan kurtulma, okula gidebilme, hatta aynı durumdaki başka çocuklara, ailelere şevk verebilme mücadelesi.
Bu kaçıncı örnek ama, bu öyküde de baba erken pes etmiş; gitmiş!
Asena, 3 yaşında özel kulaklık takmaya başlamış.
O sırada kimi doktorun dediği şuymuş: "Çok ümitlenmeyin. Durumu ileri derecede. En fazla pepeme konuşabilir. İlk mektep 3'ten sonrası için uğraşmayın."
Annesi şöyle diyor: "İşitme problemli iseniz, diliniz olsa da konuşamıyorsunuz. Normal okul kabul etmiyor. Sizi bu dünya değil, en fazla başka bir dünya kabul ediyor: İşitme engelliler okulu. Orada işaret dili öğreniyorsunuz ve artık hiç konuşmuyorsunuz."
Oysa, işitme cihazıyla birlikte sıkı bir mücadeleye girişmişler.
Anne sabırla konuşmuş, konuşmuş kızıyla. O sabırla duymaya, anlamaya, kavramaya çalışmış iki kulağında cihaz sayesinde. Ve zamanla, "pepeme" de değil, "normal" konuşabilir olmuş.
Doktorlar bile inanamamış. Cihazla "mekanik" bir ses duysa da, işte duyuyor ve o sayede "bizim gibi" konuşabiliyormuş.
Annenin başka ailelere de yararı olmuş. Başka çocuklara da Asena örnek olmuş.
Asena, tüm maddi yoksunluğa rağmen iki, üç senedir piyano dahi çalıyormuş.
Annesi, şöyle tanıtıyor kızını:
"Marmara Üniversitesi Odyoloji Bölümü 932209 numara dosyalı, 1993 doğumlu, sensorinöral-bilateral sıfıra sıfır duymayan, iki kulağına da işitme cihazı gerekli olan ve onlar sayesinde, durumu aslında çok kötü olmasına rağmen konuşabilen, Kartal Eczacıbaşı İlköğretim Okulu'nda 8. sınıf öğrencisi, OKS'de Türkiye çapında dereceye oynayabilecek, yalnız büyüttüğüm kızım."
Asena, bazen fark ödemek gerekse de, sonuçta üniversite hastanesi raporuyla,
"sosyal devlet" in katkısıyla, sağlık karnesiyle cihaz takıp dilini ve yolculuğunu kazanabilmiş.
Lakin, hikâye değil bu tabii, gerçek; memlekette
"sosyal sille bereketi" de var.
5 yılda bir yenilenmesi gereken cihaz şimdi verilmiyor.
Asena ve öteki çocuklar, cihazsız kalırsa, duyamayacak yine; yeni şeyler öğrenemeyecek, mücadeleyle kazandıkları konuşma yetisi körelecek yine.
Üstelik, büyük umut bağladığı, Robert Kolej'de burslu okumak istediği sınav da yaklaşırken.
Cihaz verilmiyor, çünkü
"sosyal devlet" in hükümeti ile
"liberal piyasa" nın şirketleri anlaşamamış.
Hatta hatta, bir demeç düşmüş medyaya, resmi kokulu bir ağızdan:
"Duysalar ne olacak!" Fitnat Hanım bana dedi ki,
"Bir tanışsanız Asena'yla. Durumu kabullenmek istemiyoruz. Kendisi başardıysa, daha iyisini başarırsa, başka çocukların da başarabileceğini düşünüyor hep."
Sonra,
"yetkili makamlar ile yetkisiz kalpler" e sesleniyor:
"Daha konuşulacak konular, duyulacak sesler, söylenecek sözlerin olduğu bu dünyada kalmak ve başarmak için bunca emek sarf eden bu çocuklara sağır kalmayın. Bu cihazları istiyoruz çocuklarımız için.Belki paramız yok ama, şükrediyorum ki, bunları duyacak kulaklarım, bunları söyleyecek dilim, sesimi duyurabilme cesaretim var. İnanın, bu çocuklar duyduklarında çok şey oluyor. Duymamız gerekeni duyalım lütfen."
Yayın tarihi: 22 Ocak 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/22//talu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.