Bütçenin, şeffaflaştırılması süreci çok sayıda yeniliği beraberinde getirdi. Artık özerk kurumlar da mali tablolarını TBMM'ye sunup hesap veriyor. Nitekim, geçen hafta Plan ve Bütçe Komisyonu'nda en fazla ilgi çeken konulardan biri de BDDK Bütçesi vesilesi ile 'bankacılıktaki yabancı payı' idi.
Hangi açıdan bakılırsa bakılsın Türk bankacılık sisteminde artık yabancı etkinliği belirgin.
Oyakbank ile 2008'de yüzde blok satış ihtimali ağır basan Halkbank ve Vakıfbank'ın halka arz planı dikkate alındığında yabancı payının yüzde 50'yi aşması sürpriz değil. Küresel risk iştahındaki azalmaya rağmen Türkiye cazibesini koruyor. Öyle ki banka alışverişi diplomatik girişimleri bile hızlandırıyor.
Bunun son örneğini Abank'ın direkten dönen satış girişimi oluşturuyor. Yunan Alpha Bank'a, BDDK'dan satış onayı çıkmamış, bir dizi iddia ortaya atılmıştı. Hatta milli güvenlikle ilgili gerekçeler de sıralanmıştı. Bunlar ayrıntısı ile tartışıldı. Ama bize gelen bilgilere göre,
komşu Türkiye'de büyüme kararlı. Öyle ki Alpha Bank olayı, Yunan diplomasisinin de yakın markajında. Nitekim
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis'in, veto gerekçesini öğrenmek için Ankara'ya mektup gönderdiği konuşuluyor . İşin bir başka yanı, Türkiye'de yatırıma istekli
yabancı sermayenin kalibresinde ... BDDK'nın, yeni kriterler belirlemesi isteniyor. Örneğin,
"Banka almak isteyen, Londra, New York veya Tokyo borsalarından birine kote edilmiş olmalı." Böyle, güçlü sermaye yapısı ile bankacılığa girişlerin önünün açılacağı savunuluyor. BDDK yönetiminin, "Banka kurucularında aranacak özellikleri" ve buna dayalı ikincil mevzuatı güncel gereklere göre gözden geçirmesinin faydalı olacağı düşünülüyor.
Yayın tarihi: 26 Kasım 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/26//haber,587D8EA96B624622A3FB675247642E67.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.