Türk enerji sektörü son 10 gündür, İran'ın vanasını kapattığı doğalgazın sancıları ile karşı karşıya. Hafta başında açılacak denilen vanadan, hâlâ gazın geldiği yok.
Anlaşılan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ı araması çok işe yaramadı. 3-4 gün sonra Ahmedinejad lütfedip belki vanayı biraz açacak. Ama bu sırada ortaya çıkan maliyeti kim karşılayacak? Artık önemli olan bu.
Bildiğiniz gibi geçen hafta doğalgaz sıkıntısı başlar başlamaz Botaş, Silivri'deki doğalgaz deposu ile İzmir Aliağa'daki LNG deposunu devreye aldı. Tedbir olarak da doğalgazla elektrik üreten 4 yap-işlet-devret santrali ile kamunun elinde olan Ambarlı'daki doğalgaz santrali fuel-oil ile üretime geçirildi. Yine Kuzey Irak'a elektrik satan ve bir süredir bu ülkede yaşanan sorun nedeniyle üretim yapmayan Kartet'e dönülüp, 'Türkiye için üret' denildi.
Böyle olunca da yaklaşık kilovat saati 10-11 sente elekrik üreten yapişletdevret santralleri kamuya daha pahalı elektrik satmaya başladı. Sorduk soruşturduk, en iyimserler bile bu santrallerde fueloil ile üretilen elektriğin birim fiyatının 20 senti bulduğunu söylüyor. Yani devlet daha önce birim fiyatına 11 sente satın aldığı elektriğe bugün iki katı para ödemek zorunda. Sadece doğalgazla elektrik üretirken fueloil'e geçen santrallerin yarattığı 10 günlük maliyetin 60 milyon YTL'yi aştığı konuşuluyor. Borudan gelen doğalgazdan daha pahalıya alınan LNG'nin yarattığı ekstra maliyeti hesaba bile katmıyoruz.
Görünürde ise ne evimiz karardı, ne de üşüdük. Ama bunun adı olsa olsa 'vanaya bağlı enerji politikası' olur. Maliyet büyüdükçe, önümüzdeki aylarda elektrikte fiyat artışı olması da kaçınılmaz görünüyor.
İran'ın soğuk bahanesi ile kestiği doğalgazın faturası Türk vatandaşına çıkacak gibi. Tüm bunların nedeni ise kuşkusuz Türkiye'nin uzun vadeli enerji politikalarının olmaması. Bu geçmişte de böyleydi, ne yazık ki şimdi de böyle. Enerji yönetimi buna neden olarak daha önceki dönemlerde yapılan hatalı sözleşmeleri gösterebilir. Fakat beş yıldır top onlarda.
Yapılması gereken ne? Bu yılın sonlarına doğru başlayacak elektrikte arz açığı için tek güvenilen nokta lisansı alınan doğalgaz ve ithal kömür santralleri. Yani, önümüzdeki yıllarda da yine enerji politikaları Rusya ve İran'dan gelen vanaların ağzında belirlenecek gibi görünüyor.
Peki yapılması gereken ne? Öncelikle Türkiye elektrik üretiminde hangi kaynaktan hangi oranda yararlanacağını net olarak ortaya koymalı. Yani toplam elektrik üretiminde doğalgazın, rüzgarın, suyun, jeotermalin, nükleerin payı ne olacak? Bu yapılırsa, yerli yatırımcı da sektöre girmeyi planlayan yabancı da önünü görecek. En azından biz üçbeş yıl sonra elektriğimizin yüzde kaçının yerli kaynaktan karşılanabileceğini öğrenmiş olacağız!
Bugünkü Tüm Yazıları
Vananın ucundaki enerji politikası!
Yayın tarihi: 19 Ocak 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/19//gemici.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.