Türkiye'de şirketlerin borçluluk oranı düşük, kârlılığı ise artıyor

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, ABD ekonomisinin durgunluk sinyalleri vermesi ve Citibank'ın 196 yıllık tarihinde en büyük zararı açıklaması karşısında küresel piyasaların seyrini ve Türkiye'deki şirketlere olası etkisini SABAH'a değerlendirdi. "Panik olmaya gerek yok" diyen Erol, Türk şirketlerinin borçluluk oranının düşük olduğunu, kârlılığında artış gözlendiğini söyledi. Erol, şu mesajları verdi:

* İNİŞ ÇIKIŞ NORMAL: Ekonomi de tıpkı sosyal hayat gibi; her çıkışın bir inişi var. Panik olmaya gerek yok. Temmuz 2007'de ABD konut finansman sisteminde başlayan sorunlar, zamanla küresel likidite sorununa dönüştü. Sorun, finansal sektördeki dalganın reel sektöre sıçrayıp sıçramayacağı.

* REEL SEKTÖRE DİKKAT: Konjonktür olarak reel sektör iyi durumdaysa, finansal dalganın etkisi daha az oluyor. Hem ABD hem de Avrupa ekonomisi son mali olaylar başladığında iyi durumdaydı.

* TÜRKİYE UMUT VERİYOR: İçeriye baktığımızda şirket kârlılığı ve borçluluk oranı ABD'ye göre daha iyi. Yani Türkiye'deki mikro göstergeler güven veriyor. Özel sektörün borçluluğu rakamsal olarak artmakla birlikte oransal olarak yüksek değil. Örneğin 2007 yılının ilk yarısı itibariyle, halka açık 216 şirketin döviz açık pozisyonu 12.4 milyar dolar. Bu tutar 2006 sonunda 10.2 milyar dolardı. Borçların aktiflere oranı yüzde 12 seviyesinde.

* GÜVEN PEKİŞTİREN GÖSTERGELER: Halka açık şirketlerin kârlılığı son 10 yılda yüzde 10'dan yüzde 16-20 aralığına yükseldi. Öz sermaye kârlılık oranı yüzde 10'dan 12'ye çıktı. 2001 sonrasında reel sektör borçlarının aktiflere oranı, yüzde 30'lardan 20 seviyesine indi. Bu oran halka açık şirketlerde yüzde 32.5'ten yüzde 17.5'e doğru geriledi. Bunlar olumlu şeyler. Bugün artık doğrudan küresel sermaye girişine yoğunlaşmak gerekiyor.