Ülkemizdeki lisanslı sporcu adedi, uzun zamandır şikayet konusudur. Yöneticiler gelir gider. Hep bu konuda bir şeyler söylenir. Fakat geçen yıllara rağmen
'katedilen yol bir arpa boyunu geçmez.' Daha dün eski bakan M.Ali Şahin,
"Sporcu sayısı eksik. Tamamlayacağız" diyordu. 4 yıldan fazla görevde kaldı. Şimdiyse çok güvendiğim yeni bakanımız, TSYD toplantısından sesleniyor:
"Lisanslı sporcu sayısı çok düşük."
Evet maalesef gerçek bu. Demek ki geçen sürede de bu iş başarılamamış. Kaldı ki 2000'li yıllarda İstanbul'da başlattığımız her türlü sportif aktiviteye katılanları 'kayda alma' çabaları bile bir mana ifade etmedi.
Şimdi Sn eski bakanın
"Artırdık" diyebileceği, 100120 bin kişilik artış, işte o bizim ve sonrasında Tamer Taşpınar'ın
'kayda alma' işlemidir. Sonuç: İstanbul'un bu gayreti bir yana tüm Türkiye'de durum 'hüsran'dır.
Şimdi aynı misyonu üstlenen Sn Bakan Başesgioğlu sırada... Kendisini seviyor ve ona inanıyoruz. Ancak yöntemi de biliyoruz. Evet sayın bakanım, bunun tek yolu var: "Okullar"!
1-Cevher neredeyse fabrikayı orada kurmak gerekiyor.
2-Profesyonel, amatör ve okul lisansları tek merkezde toplanmalı.
Aynen 'vatandaşlık numarası' uygulaması gibi. Bu lisans da her müsabaka da geçerli olsun.
Niye mi biz yapmadık?
Biz
'emreden değil, emir alandık.' Ve böyle olduğunu 'tecrübe ile öğrendik.'
Şimdi mi? Gelin bir kampanya başlatın. Bunun başlangıcı da İstanbul'daki lise ve üniversiteler olsun.
Hatta ben sizi başlangıç için Florya'da bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi'ne davet edeyim. Ve üniversitelerde spor bir yaşam biçimi olarak algılansın.
Yayın tarihi: 11 Ocak 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/11//haber,1C50618E399042029577FFA34343CCA2.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.