kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Ocak 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ŞEREF OĞUZ
ÖNERİ-YORUM

Gençlere güvenme!

Aile şirketi zengini Türkiye'de yeni bir şey daha öğrendik. Her 100 şirketimizden yalnızca 35'i şirketini bir sonraki kuşağa devretme planına sahip. Diğerleri, sonsuza dek yönetimde kalacağını(!) sanıyor.
PriceWaterhouseCoopers ( PwC ) tarafından yapılan araştırma, yönetişim kalitemiz konusundaki sıkıntılarımızı ortaya koyması açısından son derece önemli.
Her 20 firmamızın 19'u aile şirketi. Ve bir ailenin iktidarındaki şirkette karar verme kalitesi, o şirketin kalıcılığını belirliyor. Çeyrek asırdır bu firmaları gözlemleyen biri olarak bende oluşan öykülerden görebildiğim şu: İşin başındaki kurucu BABA, kendinden daha az yetenekli olduğunu düşündüğü OĞUL'a iktidarı, biyolojik sebepten devredebilmiş. Edebilse, sonsuza dek işin başında kalabilecek.
Benim dikkatimi çeken, son 20 yıldır iktidar sahibi OĞUL'ların kafalarının, kurucu BABA'lardan daha karışık olduğudur.
Zira BABA da artık yaşlanmıştır ve üçüncü kuşak TORUN ; çok farklı fikirlerle ve çok daha çetin bir rekabet anlayışıyla karşısındadır.
TORUN dediğimiz, BABA'dan daha iyi eğitim görmüş, sadece para kazanmak değil fakat bu parayı hayat tarzına dönüştürmesini de bilen bir profilin adı...
Sorun tam da bu noktada başlıyor. Yüz yüze görüştüğüm pek çok BABA kuşağı patron, sonraki TORUN kuşağına karşı yalnızca "güvensizlik" beslemiyor, fakat aynı zamanda "beceriksizlik" diye bir yargı geliştiriyor.
Beceriksizliğin, tahsil boyutuyla "bilgisizlik" ten ziyade, yaş boyutuyla "basiretsizlik" ten kaynaklandığını söylüyorlar.
Çok nadir örneklerde, kendinden sonra şirketin yönetimine dair "yönetici adayı" planlarını görüyoruz. Diğerleri, PwC araştırmasının söylediği gibi "yetenekli oğluma bırakma" beyanına saplanıp kalmış.
Fakat sorun, bu yeteneğin, BABA kuşağının sübjektif kriterlerinden öteye taşmaması.
Gerçi "sürdürülebilir büyüme" kavramı moda olduğundan beri aile şirketleri, kurumsallaşmaya ve gelecek planına ağırlık verse de uygulama bize şunu göstermiştir; "her aile şirketinin elinde, yürümeyen bir gelecek planı var." Fazlası değil.
Aslında olan biten şu: Tıpkı Han ölünce ülkeyi oğulları arasında pay eden atalarımız gibi, "benden sonra tufan" mantığı "etken" ve kuralı koyan cümle şu: "Gençlere güvenmiyorum."