Her şey dahil 10 Euro'ya, Türkiye'yi satıyoruz aslında..

Dünkü Sabah'taki haber, aslında bu ülkenin utançlarından biridir.
10 Euro'ya her şey dahil tatil.. Nerde?.. Antalya'da 5 yıldızlık otelde..
İşi dilencilik düzeylerine de düşürdük sonunda.. Türkiye imajını, Türkiye'yi satıyoruz bu kadar ucuza..
10 Euro'ya her şey dahil olur mu?.
Kapıyı kapatmamak, üç işçiyi daha kapıya koymamak için olur..
Peki, dünyanın en güzel turizm yörelerinden biri Antalya bu hallere düşer mi?.
Tamam kış.. Tamam sezon bitti..
Hadi gidin bakalım, Yunanistan'a.. Yunan Adalarına.. Rodos'a mesela..
Hadi gidin, dünya turizminde adı sanı geçmeyen Portekiz'e.. Algarve'ye.. Beş yıldızlık otelin lobisinde oturtmazlar sizi, 10 Euro'ya, kahve ikram edip..
Kış gelince Türk Rivierasında felaket başlar.. Yazın çalışan 350 bin insandan 200 bini kapıya konur.. Bunların çoğu yöreyi terk etmez, gelecek yazı orda beklerler.. Nasıl?.. Sefalet içinde.. Nasıl?.. Çalarak çırparak..
Yani kış sadece işsizlik değil, suç rakamlarının da artması demektir. Hele de bu suçluların belli bir bölgeden geldikleri iddiası kulaklara fısıldanınca, bölgecilik, ayrılıkçılık da tohumları ekilir.
Yani, Antalya'da kışın turizmin durması, ardından sadece ekonomik değil, sosyal sorunlar da getirir.
..Ve de bu sorunları herkes seyreder.. Başta devlet.. Hükümetler.. Sonra da, İstanbul'a kısılmış kalmış medya..
Neden?..
Çünkü bu ülkenin bir turizm politikası yoktur..
Bu ülkede Turizmi politika olarak ele alan bir Turizm Bakanı gelmemiştir en başta..
Turizm Bakanlığı, parti, ya da koalisyon içi sus payı olarak peşkeş çekilen "Sandalye"lerin başında gelir oldum olası.. Bu yüzden bu bakanlığa gelenler de işlerini ciddiye almazlar, kalıcı bir politika oluşturmak için çalışmazlar. Göstermelik işler yaparlar. Göstermelik şovlara katılırlar, göstermelik laflar edip, göstermelik telgraflar çekerek günlerini doldururlar.
Ben bugüne dek, arkasında iz bırakan Turizm Bakanı hatırlamıyorum.
Bu ülkede Cumhuriyeti kuran, bugün Ana Muhalefet olan partinin başkanı doğma büyüme Antalyalıdır, ama bugüne dek "Turizm"in "T"si için ciddiye alınan laf ettiği, eylem yaptığı görülmemiştir.
Oysa Turizm, abartmıyorum, tek başına bu ülkeyi kalkındıracak, tek başına bu ülkeyi refaha ulaştıracak bir güçtür.
Turizmi kullanabilsek, ne sanayiye, ne tarıma ihtiyacımız kalır, inanın.. Türkiye öyle bir servetin üzerinde oturuyor ki, dünyada benzeri yok..
Tanrı'nın Turizm konusunda en cömert olduğu topraklarda, Anadolu'da yaşıyoruz çünkü..
Deniz, güneş ve kumu geçin.. Ötesi..
Tarih ve kültür..
Uygarlık bu topraklarda doğmuş.. Anadolu sahillerinde.. Kaymağı Yunanistan yiyor, biz sahiplenmediğimiz için.. İlk para nerde basılmış?. Camcılık nerde başlamış?. Ticaret, borsa lafları ilk nerde ortaya çıkmış.. Daha neler neler?..
Antik uygarlıklar bizde.. Roma bizde.. Bizans bizde.. Selçuklu, Osmanlı bizde.. Bu kadar karşıt, ama bu kadar yoğun kültürleri barındıran bir ülke daha verebilir misiniz?.
İpek Yolu bizden geçiyor yahu.. Onun filmini bile Japonlar çekti.
Suud, kota koyduğu için bu ülkede isteyen her Müslüman hacı olamıyor.. Çünkü dünya yığılıyor, kral ne yapsın..
Peki.. Hıristiyan Dünyasının Hac yeri neresi?..
Hıristiyanlık dünyaya nerden yayılmış?.. İlk kiliseleri St. Pauller, Peterler nerde kurmuşlar?. Meryem Ana nerde yatıyor?. Kapadokya gibi bir dünya mucizesi, yer üstü doğal güzellikleri, yer altındaki dünyada eşsiz gizemli yaşam kentleri, o kayadan oyma kiliseleriyle Kapadokya'dan Kütahya'ya kadar, Frigya'nın benzeri, dünyada başka var mı?.
Noel Baba nereli yahu, en ünlü, en kutsal Hıristiyan Azizi Noel Baba nerde?.
Bir Din Turizmi planlasak, Suud'dan beter kotalar ilan etmek zorunda kalmaz mıyız?.
Sular!.. Alternatif tıp, su tedavisini en öne koydu.. Bu ülkedeki kadar çeşitli, bu ülkedeki kadar etkili, her biri başka hastalığa şifa sular nerde var?. Kaplıcalar, Ilıcalarla, kanserden, sedefe, romatizmadan, aklınıza ne gelirse onun ağrısına iyi gelen şifalı sular ya boşa akıyor, Anadolu'nun dört bir yanında.. Başlarında çadırlar var, 5 yıldız oteller ve de luxe spaları tıklım tıklım dolduracakken..
Anadolu'nun taşı toprağı altın aslında..
Ama biz bu ülkede bir türlü bir "Turizm Politikası" oluşturamadığımız, turizmi ciddiye almadığımız, "Turist ahlak götürür" gibi ahlaksız düşüncelere hatta saplanıp kaldığımız için, 5 yıldızlık otelleri, her şey dahil 10 Euro'dan pazarlayacak hallere düşüyoruz..
Yazıklar olsun!..

Turizm Bakanı (!) Ertuğrul Günay'ın, şu günlerde Antalya'da "Türk Turizm Kongresi" toplamak ve herkese söz hakkı vermek gibi bir düşüncesi olabilir mi acaba?..
Belki bu kongre sonunda, tarihimizde ilk kez, Türk Turizm Politikası oluşturma yönünde adım atarız..
Yoksa, Zehra Yıldız gecesine yolladığı gibi telgraf mı çeker bize..
"İşlerimin yoğunluğundan"