SÜLEYMAN Demirel,
1960'larda
Adalet Partisi'nin liderliğine yürürken böyle yapmıştı...
1990'ların başında
Mesut Yılmaz da aynı yolu izledi:
Delege düzeyinde çalıştılar! Yani delegeleri, iyi bir başkan olacaklarına, partiyi iktidara taşıyacaklarına dair ikna ettiler.
Sonucu biliyorsunuz: Demirel başardı. Mesut Yılmaz ise
ANAP'ı yedi bitirdi.
Demokrat Parti'nin yeni ve genç Başkanı
Süleyman Soylu da aynı şeyi yaptı: Delege düzeyinde çalışarak başkan seçildi.
Başkan Soylu, önümüzdeki dönemde, koltuğunu garantiye alabilmek için, kendine bağlı delegelerin sayısını artıracaktır. (Gündelik siyasetin mantığı böyle işler.)
Ancak iktidara yürüyebilmek için artık delegeyi değil, halkı ikna etmesi gerekiyor.
Bakalım Süleyman Soylu; "
Kürt meselesi ", "
yeni anayasa ", "
işsizlik ", "
AB ", "
301 " gibi konularda neler diyecek?
Deniz Baykal gibi, hükümeti eleştirmekle mi yetinecek, yoksa
yaratıcı ve
makul fikirlerle dikkati çekecek mi?
Yayın tarihi: 8 Ocak 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/08//haber,40C39958F17D4368A7AD55B8FB0326CF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.