kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Ocak 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Herkes eşine dostuna rol veriyor

HATİCE UTKAN MAGAZİN
En son 'Kabadayı'da rol alan Atilla Ayberk ve Ferdi Akarnur yarım asıra yaklaşan meslek hayatlarında zorluklara göğüs germeye çalışıyor. İki usta oyuncu ile yaşadıkları ekonomik problemleri ve oyunculuğu konuştuk ..
İLİŞKİLİ HABERLER
Herkes eşine dostuna rol veriyor
* 'Kabadayı'nın setini anlata anlata bitiremiyorlar. Çok mutlu çalışmışsınız doğru mu?
Atilla Ayberk: Evet, setimiz çok huzurluydu. Mesela bazı yönetmenler bağırır çağırır ve bunu otorite sanır. Bu durumda oyuncu da içine kapanır ve rolünü yapamaz. Ama biz Ömer Vargı'da böyle bir şey görmedik. Sette bir kere bile sesini yükseltmedi. Ferdi Akarnur: Ben 41 yıldır bu işi yapıyorum ama hem insan hem de oyuncuya değer veren bir yönetmen görmedim. Biz öyle başrol oyuncuları gördük ki, selam vermezler. Şener Abi öyle değil, insana çok değer veriyor.

'DİNOZOR' DİYORLAR
* Gerçek oyuncular birbirinin değerini biliyor... Yeni oyuncular hakkında ne düşünüyorsunuz?
F.A.:
Televizyon dizilerinde kim kimin yakın arkadaşıysa o oynar. Kadınlarda da bu, yönetmenle çıkar ilişkisidir. Ben daha fazla konuşmayayım bu konuyla ilgili... Şimdi üniversitelerde hepsinde oyunculuk bölümü var, herkes oyuncu. Avrupalı böyle yapmıyor. Hangi rolü kim oynar, arıyor buluyor.
A.A.: Usta-çırak ilişkisi denilen bir şey vardır. Biz öyle yetiştik. Şimdi o ilişkisi yok hemen kendilerini oyuncu sanıyorlar, eskilere de yani bize, dinozor diyorlar. Bir dizide oynadığında kendini hemen 'ben oldum' sanıyor.

PARAYLA OYUNCULUK
F.A.: Ben dört buçuk yıl ustamın peşinde bir şeyler öğrenebilmek için dolaştım. Bizim zamanımızda bu işin eğtimini almak da çok zordu. Şimdi giriyorsun okula, bastırıyorsun parayı sonra mezun oluyorsun.

* Dizilerde sizin gibi eski tiyatroculara rol verildiğinde dizinin kalitesi artıyor ama...
A.A.:
Herhangi bir şarkıcıya ya da popüler bir isme başrolü veriyorlar ama onun yanında onu besleyen güçlü bir ekip olmazsa olmuyor. Eski oyuncuları düşünün; Hulusi Kentmen, Ali Şen, Ahmet Tarık Tekçe gibi tipler yan kadro olmalarına rağmen birer efsanelerdi.
F.A.: Mesela bu söylediğimize çok güzel bir örnek var; 'Fedai' dizisi. Yani işte şarkıcı bir insan ve başrolde.
A.A.: Bu durumda yaratıcılık bile yok. Direkt bir filmden uyarlama bir dizi yapıyorlar.

* Oyunculara sahip çıkan bir örgüt olsa...
F.A.:
Evet, böyle bir örgüt olsa dizilerden telif alabilirdik.
A.A.: Benim TRT'de bir dizim var. Onun dışında konuşmak gerekirse, rakamlar çok düşük artık. Ama ben bu konuda kendimizi de biraz eleştireceğim. Mesela bir arkadaşıma teklif geliyor 'ben bu rakama oynamam' diyor ve aynı teklif daha düşük bir rakamla başka birine gidiyor, o hemen kabul ediyor.

ÖLÜM HABERİ VERİYOR
F.A.: Aslında bu durumda bir dernek olmalı. Oyuncuları kategorize etmeli. Ben TODER'in üyesiyim. Ama hiçbir faaliyet yok.
A.A.: TODER artık sadece cep telefonunuza 'şu kişi ölmüştür' diye mesaj gönderiyor. Ölüm haberi veriyor yani bir de aidat toplar, o kadar. İşlevi bu, başka bir yaptırımı yok.

* Karakter rolleri oyuncunun üzerine yapışıp kalıyor mu?
F.A.
: Evet, mesela ben bir dizide komiseri canlandırdım sonra yıllarca polis dendiğinde akıllara ben geldim. Halbuki tiyatrocu her rolü oynar. Tek bir karaktere bağlanmaz.
A.A.: En son 'Organize İşler'de oynamıştım. Mesela denir ki, "Bu adam hep komik rolerde yer aldı. Ona komik bir rol verelim." Bu çok yanlış bir mantık.
Haberin fotoğrafları