Doğan Hızlan'ı çocukluğundan beri sevgi ve şefkat duygularıyla çeviren annesi ve teyzeleri artık yoklar.
Doğan Hızlan'ın Mami'sini yıllar önce ben de tanımıştım. O zamanlar hayatta olan iki kızkardeşiyle birlikte, sanki Çehov'un
Üç Kızkardeş'inin son derece özgün ve yaşlılar için bir çeşitlemesi gibiydiler. Ve hayatta değişik birer kaderi olmuş, ama yolları hep koşut gitmiş bu son derece sevimli üç kızkardeşin birleştikleri bir nokta, Doğan'a olan sonsuz sevgileri ve onu düzenli biçimde şımartmalarıydı. Doğan Hızlan'ı bildiğimiz Doğan Hızlan yapan şeylerden biri de mutlaka, bu üç Osmanlı kadınının ortak rahle-i tedrisinden geçmiş olmasıydı. Onlar Doğan'ı bebekliğinden başlayarak sevgi, şefkat, koruma ve gözetme duygularıyla çevirdiler. Her erkek, biraz annesinin izlerini taşır. Ama Doğan aynı zamanda sevgili teyzelerinden de etkilendi. Şimdi artık üçü de yok. Ben de çok yakın zamanda annemi yitirdiğim ve tıpkı Doğan gibi, bana çok düşkün olan, çolukçocuksuz iki teyzeyi de daha önce kaybettiğim için onu çok iyi anlayabiliyorum. Ama işte hep aynı şey. Zamanı gelenler, çekip gidiyor. Ve bizleri yeri doldurulamaz anılarla baş başa, öksüz bırakıyorlar.
Bugünkü Tüm Yazıları
Mami'ye benden de bir veda
Yayın tarihi: 28 Aralık 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/28/cm/haber,4B49127AB4CA4B9C89ADA884F87E92D8.html
Tüm hakları saklıdır.