Halkımızın ünlü kişilere gösterdikleri ilgi hiç azalmamış. Hatta bazen bu ilgi bunaltıcı bile olabiliyor. Kars gezisi sırasında Cem Yılmaz ve Tarık Akan'a o kadar büyük bir yakınlık gösterildi ki Allah onlara sabır versin....
Kars yolculuğumda zaten çok iyi bildiğim bir şeye bir kez daha tanık oldum: Halkımızın ünlü kişilere, medyanın eskiyeni şöhretlerine büyük ilgisi var. Belki bir Batı toplumundaki kadar sırnaşık olmayan, histeri düzeyine ulaşmayan, çoğu zaman saygıyla karışık, ama yine de sözkonusu kişiyi bunaltacak, yıldıracak ve hayatını zehir edecek düzeye ulaşma riski taşıyan... Öncelik ve özellikle de Cem Yılmaz... Havaalanından otele, Kars'ın ünlü gece kulübü Bolero'da boy göstermesinden Kars seyircisiyle buluşmasına, gözüktüğü her yerde, sayısız kameraya hedef teşkil eden, sayısız sempati gösterisine ve soruya muhatap olan, herkesin yanıbaşında durup kendisiyle poz vermesini istediği Cem Yılmaz... Ama bir-iki kez hafif biçimde kızdığını gördüysem de temelde hep soğukkanlığını koruyan, insanlara muhabbetle yaklaşan gerçek bir halk adamı; şöhretini borçlu olduğu kitleye saygı duyan bir medya kralı... Tarık Akan da hâlâ çok seviliyor, çok ilgi görüyor. Onunla çok eski dostluğumuza sığınarak soruyorum, "Bu durumu nasıl yaşıyor?" diye... Şöyle diyor: "Biliyorsun, ben daha 19 yaşında ilk filmimi çevirdim ve bir günde şöhret oldum. O gün bugündür böyle... Başka türlüsünü bilmedim, görmedim. Ve sonunda alıştım." İşte böyle... Şöhret olmak, her yerde olduğu gibi bizde de kolay değil. Allah yardımcıları olsun!.. Kars'la ve oradaki Gezici Festival'le ilişkili ayrıca yazacağım.
Bugünkü Tüm Yazıları
Şöhretin de bir bedeli var
Yayın tarihi: 16 Kasım 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/16/cm/haber,55E4D0F644B1413198CF4BF59271FC67.html
Tüm hakları saklıdır.