Başbakan
Erdoğan dün partisinin grup toplantısında İstanbul'daki araçlara yönelik kundaklama olaylarını da değerlendirdi.
Erdoğan,
"Benim vatandaşımın yaşama hakkına, huzuruna kastedenlere, kusura bakmayın biz 'güle güle' diyemeyiz" deyince, salondan
"Asalım" sözleri yükselmiş.
Hedefinin Avrupa Birliği olduğunu söyleyen bir parti grubu için vahim bir tablo.
Çünkü günümüz çağdaş demokrasileri idama karşı.
Ölüm cezası birçok sakıncasından dolayı kara Avrupa'sında silinip gitmiş durumda.
Türkiye de Avrupa Birliği hedefi çerçevesinde idam cezasını kaldırmıştı.İktidar partisinin kimi milletvekillerinin bu durumun farkında olmadığı veya cezanın kalkmasından mutlu olmadığı anlaşılıyor. Belki de Avrupa hedefi ve uygulamalarını içselleştiremedikleri için.
Avrupa Birliği sadece Meclis'ten yasa çıkarmakla gerçekleşecek bir hedef değildir.
Bu bir zihniyet devrimidir.
Suçun niteliği insanı ne kadar rahatsız ederse etsin ölüm cezasına karşı durmak böyle bir içselleştirme sonucu olabilir.
AK Parti Grubu'nda yükselen "asalım" seslerinin meydanda ip atmaktan farkı yoktur.Ölüm cezası hukuk sistemimizden bir daha geri dönmemek üzere çıkıp gitmiştir. Üstelik bu cezanın kalkması Türkiye'nin çağdaş hukuk sistemine ulaşma yolunda attığı adımdı.
Altını çizdiğimiz zihniyet devrimi veya içselleştirme tam olarak yapılamadığı için olsa gerek, bu yolda atılan adımların hızı birden kesildi.
Oysa Türkiye, sadece Avrupa Birliği hedefi için değil, insanlarına çağdaş devletin hukuk sistemini sağlamak amacıyla bu değişimi sürdürmek zorunda.
"Asmayıp da besleyelim mi" sözü 12 Eylül dönemine ait acı bir hatıradır.Meclis'in çatısı altında benzer bir özlemin seslendirilmiş olması gerçekten çok acı. Dileriz
"Asalım" diye bağıran vekiller de yaptıkları hatanın farkına varırlar.
Yayın tarihi: 26 Aralık 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/26//haber,CBFAE6A023DF4D209B5337B4DA691025.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.