İki yüzlü, çifte standartlı bir AB'
ye girmek istemeyiz..." Bu cümle en son dün Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Kurulu'nda Başkan
Tuğrul Kudatgobilik tarafından dile getirildi.
Son iki hafta içinde de Hak-İş, Türk-İş, İNTES, TÜSİAD toplantılarında söylendi.
Hatta, dün olduğu gibi devamına
"Biz kendi yolumuza gideriz" sözleri de eklendi.
Oysa daha üç yıl öncesinde bu toplantılarda tam tersi söylemler hakimdi.
Bugün, AB'nin 2004 yılı belgelerine yansıyan tutum Türkiye'de de dile getirilmeye başlandı.
Brüksel'in derdi Konuya Brüksel cephesinden bakarsak; görülüyor ki süreç 2009 sonuna kadar böyle sürecek.
Çünkü, anayasa derdine düşmüş Brüksel, kendisi için bıkkınlık halini almış Türkiye ile uğraşmak istemiyor.
Sırbistan ve Kosova sorununu önceliği haline getirmesi de buna eklenince AB'nin odak alanı Ankara'dan uzaklaşmış bulunuyor.
2009'a kadar hazırlayacağı Kıbrıs Raporu sonrası Türkiye ile ilgilenmek istiyor.
Buna daha yakın geçmişe kadar sömürge sahibi olduğu Akdeniz'de,
"Büyük Fransa'yı" tekrar yaratma hayaliyle yanıp tutuşan
Sarkozy de eklenince süreç tamamlanıyor.
Özetle, gelecek yıl iki başlığın daha açılmasıyla 2009 sonuna kadar AB süreci donacak; batı cephesinde yeni bir gelişme yaşanmayacak.
AB karşıtlığı Türkiye'deki duruma gelirsek...
Yukarıda yansıtmaya çalıştığımız sivil toplum toplantılarında ortaya çıkan havaya bakıldığında, aslında Türkiye'de AB karşıtlığı, Avrupa'dan hızlı yükseliyor.
Türkiye'de bu noktaya gelinmesinin nedenleri de belli; 2004'ten sonra AB konusundaki cevvaliyet Ankara'da yaşanmıyor.
Brüksel'den gelen haberlere bakılırsa, sekizi dışında kalan bazı başlıkların müzakereye açılamamasının gerisinde Ankara'nın ödevlerini yapmamış olması yatıyor.
Artan terör olaylarıyla yükselen Batı karşıtlığı da bunlara eklendiğinde, AB taraftarı olmak Ankara'da
"suçlu" muamelesi görmek anlamına geliyor.
İnancın çöküşü Bu durum sadece sivil toplum örgütlerinde yaşanmıyor.
Bugün lise sonda olup, üniversiteye hazırlanan gençler arasında yapılan anket de gençlerin nereden nereye geldiğini gösteriyor.
Hem de Türkiye'nin, modernlik ve Avrupa konusunda yüzü batıya en fazla dönük şehri İzmir'de...
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) tarafından İzmir'de lise son sınıf öğrencileri arasında yapılan ankete katılan öğrencilerin sadece yüzde 6.8'i Türkiye'nin AB'ye tam üye olacağına inanıyor.
Yüzde 18.8'i ise
"Fikrim yok" diyor.
"AB'ye tam üye olamayacağız" inancında olanların oranı ise yüzde 74.3...
Türkiye'nin AB hedefinin tehlike çanı da bu noktada çalıyor.
Eğer kamuoyu eğilimi bu şekilde sürerse, 2009 başında yapılacak yerel genel seçimin propaganda söylemleri beş yıl öncekinin tersi olacak.
Bu kez havai fişekler AB için atılmayacak...
Yayın tarihi: 16 Aralık 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/16//haber,87041FB2EAE5457BB16A58B59B661902.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.