Fazıl Say'ı dinlemek, başlıklı dünkü yazıma çok sayıda tepki aldım.
Ülke insanımızın birbirini anlama konusundaki sıkıntılarını yansıtması umuduyla bir bölümünü sizinle paylaşıyorum.
Ancak okurların iznini alamayacağım için bu mesajları isimsiz yayınlıyorum:
"Sayın yazar, bu topraklarda ne zamandan bu yana Fazıl Say gibiler yerli oldu da AK Parti'ye oy verenler yani % 47 yabancı oldu?
Adam sanatçı. Ne sanatçısı; klasik batı müziği. Cevap verin bu sanatın takipçileri genel olarak halkın kaymak tabakası mı değil mi? Cevap evet... Çoğunlukla...
Kambur gibi hissettiği toplumun dini olan İslam'ın adını duymaktan dahi hicap duyan bir insana ben ne diyeyim." "Fazıl Say yaşam tarzı değişeceği için değil, ülkesine bağlı bir genç olarak gelecekten ümidini kestiği için o açıklamaları yapmıştır.
Benim gibi birçok eğitimli gencin hislerine tercüman olmuştur."
"Ben ülkemi terk edeli 9 sene oldu. Bak şaşıracaksın, ben TED mezunuyum, hem de Koç Üniversitesi'ni burslu okudum, yıllardır gelmiyorum memlekete. Sebebi de dar kafalı insanlar. Ülkemde kalsaydım, ki Boğaziçi Üniversitesi'nde araştırma görevlisi idim, saçma sapan siyasi görüşler, bilim yuvalarını ahıra çeviren sahte bilim adamları yüzünden belki hiç ilerleyemeyecektim."
"İnanıyorum ki, artık bu senin yaşam tarzına müdahale, benim yaşam tarzıma müdahale edilecek tehditlerinden kurtulmaz isek bir arpa boyu yol alamayız." "Sanatçı bu kadar ruhsuz, toplumunun dertlerine uzak olabilir mi? Uzaklığı bırakın, zulme taraf olabilir mi sanatçı? Şapkalarını önlerine koysunlar da yıllardır kimlerle mücadele ediyor bu milletin zavallıları ona baksınlar!"
"Şayet birileri sözü geçen sanatçının temel özgürlüklerini yaşamasına engel oluyorsa ciddi bir sorun var demektir. Bunun dışında hiçbir sebep onun sözlerini haklı göstermez.
Ama ülkemizde yıllardır temel özgürlükleri elinden gerçekten alınan büyük bir kesim var. Acaba Fazıl Bey bu duyarlı kişiliği ile neden onlar hakkında endişe etmiyor." "Onun yaptığı düpedüz inançlı insanlara hakaret ve saygısızlık. Biri de çıkar ondan rahatsız olur ki, ben onun sarf ettiği sözlerden sonra birkaç dakika kendime gelemedim ve bu laikçilerde bu denli bir din düşmanlığı beni çok korkuttu ve bu nefretin, hoşgörüsüzlüğün, ayrımcılığın boyutunu daha net görmüş oldum... Bir sanatçıya asla yakıştıramadım. O iyi bir piyanist olabilir hatta dahi de olabilir ama önce insana sevgiyi ve saygıyı öğrenmesi gerekiyor."
Yayın tarihi: 16 Aralık 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/16//babahan.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.