İsviçre'nin Lusern kentinde düzenlenen 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın kura çekimini atv'de izlerken tüm ilgimize ve çabamıza rağmen futbolda neden Avrupa çizgisine yaklaşamadığımızı bir kez daha anladım. Zira futbol bizde sadece futboldu. Avrupalı ise futbolu artık bir "sanat kolu" ya da "şov dünyasının renkli bir mecrası" olarak görüyordu. Bunu nereden mi çıkardım? Kura çekimi töreninin içeriğinden... Önce bir filarmoni orkestrası sahne aldı. Başta Mozart'ın eserleri olmak üzere dünya klasiklerini çaldılar. Ardından Jose Carreras sahneye geldi ve muhteşem bir arya söyledi. Kapanış yine Simon Meier yönetimindeki Avusturya Devlet Televizyonu Korosu'nun 6 solistinin enfes konseriyle yapıldı. Çağdaşlaşmanın tek ve vazgeçilmez koşulunun klasik müzik dinlemek olduğunu savunacak değilim. Ancak ev sahibi İsviçreli'ye ve Avusturyalı'ya göre futbol seyircisinin ilgi alanına klasik müzik de giriyor. Futbol için bir araya gelen insanlara "klasik müzik servis etmekte" hiçbir sakınca görmüyorlar. Çünkü onlara göre futbol sadece gelir ve beğeni düzeyi düşük insanların içlerindeki şiddeti tatmin ettikleri, paragöz reklam verenlerin de bu mecrayı "ölümüne" sağdıkları bir kıraathane kültürü uzantısı değil. Sanırım, lig fikstürümüz çekilirken, Hakan Aysev'i sahnede gördüğümüz gün, Avrupa ile aramızdaki "futbol anlayışı farkını" kapatmış olacağız!..
Yayın tarihi: 6 Aralık 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/06/gny/haber,3D79685131504A3399844BC8316C099A.html
Tüm hakları saklıdır.