Yaklaşık iki saatte;
Kaçkarlar, Ayder Yaylası, Çamlıhemşin ve civar köyleri tek tek inip çıktım cumartesi günü. Vallahi... Hep gidip göresim olduğu yerlerdi. Tertemiz hava, alabildiğine yeşillik, el değmesin diye onca mücadele verilen o doğa, insana tarifsiz huzur katıyor. Hele de yaşanan bunca huzursuzluk ve acı arasında... 'Tembelliğimden' yola çıkamıyordum ama cumartesi, elimin altındaki teklifi geri çeviremedim... Dediğim gibi yaklaşık iki saatte, ancak günlerce sürecek bir yolu kat ettim. Ve hepsi
Murat Selçuk'un sayesinde... Yeni İnsan Yayınevi'nden çıkan
'Kaçkarlarda Balayı' isimli bir kitap yazdı Selçuk. Kendisi bir doğa sevdalısı, bir gezgin...
Eşi Eda'nın da ondan kalır yanı yok hani. Evlendikten sonra balayını geçirmek için yollara düşüyorlar.
'3000 metre yükseklikte balayı mı olur?' demeyin, yapan var işte! Üstelik Karadeniz insanının sıcaklığı, lezzetli mutfağı ve muhteşem doğası yeni evlilerin gezginliğine ekleniyor. Kitapta sadece yaptıkları geziyi değil, yöreye ait bilgiler de veriyor Murat Selçuk. Misal;
"Fırtına Vadisi, Kaçkar Dağları ile birlikte 537 odunsu bitki, 136 kuş, 30 memeli, 21 sürüngen ve 116 endemik bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye'nin yağmur ormanlarının sadece bitki çeşitliliğiyle değil, aynı zamanda yırtıcı kuşların göç koridoru olması sebebiyle de ayrı bir önemi var." Karadenizli olmamasına rağmen Karadeniz'in tükenmesinden büyük üzüntü duyan Selçuk, öyle içten anlatıyor ki yörenin her metrekaresini... O nedenle... Benim gibi tembellere şimdilik ve en fazla, bu kitabı okumalarını tavsiye edebilirim. Hatta belki balayı için başkaları da Kaçkarlar'a gider, kimbilir...
Bugünkü Tüm Yazıları
Kaçkar dağlarında balayı yapalım mı?
Yayın tarihi: 3 Aralık 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/03/gny/haber,A8A05585CE434ED682AC51D3CCCC50D6.html
Tüm hakları saklıdır.