Cumartesi gecesi canlı yayına katıldığım için Fedai dizisini yarım yamalak izleyebildim. Neyse ki imdadıma bizim köşenin lojistik subaylarından Hakan Eracun yetişti. Hakan öyle bir dizi eleştirisi yapmış ki, kaleminden adeta kan damlıyor. Sektördekiler yatıp kalkıp dua etsin, bu köşeyi Hakan değil de ben yazıyorum diye... İşte Hakan'ın gözüyle Fedai dizisi: Fedai, hava alanında koruyacağı konuğu beklerken kendi elemanlarından biri "Hava trafiği yoğunmuş biraz. Gecikecekler" diyor. Fedainin o anda başını hafifçe yukarı kaldırarak bir gökyüzüne bakışı var ki, sanırsınız Nakkaştepe'den Boğaz Köprüsü trafiğine bakıyor. Hava trafiği yoğunsa başını kaldırıp da göremezsin ki birader. Tabii alanda esas duruşta bekleyen korumaya bu bilgi nasıl geliyor, o da meçhul. Eğer telsizle geliyorsa, ekip liderinin yani bizim Fedai Tamer'in telsizine niye gelmiyor? Bence korumaya bu bilgi telsizle değil vahiy yoluyla geliyor. Yıldız Hanım (Seda Sayan) bir okul yaptırıyor ve okulun açılışına gidiyorlar. Bu arada Yıldız'ın küçük oğlunun babasının daha dizide henüz açıklanmasa da hapisten çıkan şahıs olduğu belli. Ancak bir problem var, adam esmer: E, Seda Hanım da sarışın değil. O zaman çocuğun saçları nasıl altın sarısı olabiliyor? (Biz Seda Hanım'ın oğlunun saç boyasının numarasını çok merak ediyoruz. Boyanın tonu, eşimin çok hoşuna gitti de...) Bu arada Seda Sayan'ın yabancı ortaklı bir bankanın reklam yıldızı olduğunu anlıyoruz. Bankanın ismi ise Güven Bank. Bankanın yabancı ortağı bu reklam kampanyasına 100 milyon dolar yatırdığını söylüyor. Tabii doğru olan da bu. Çünkü Maskeli Beşler filminde konu edilen batan bankanın ismi de Güven Bank'tı. Lekelenen ismi düzeltmek için böyle bir kampanya gerekliydi tabii. Neyse, devam edelim. Bankanın yabancı ortağı bir diskoya gitmek istiyor ancak bizim Fedai izin vermiyor. Çözüm olarak dansçı kızlar otele çağrılıyor. Bak sen Allah'ın işine... Dansçı kızlardan birisi otel odasına bomba koyuyor. Peki adamın programında olmayan bir durumda o kişiye suikast yapacak kişiler bu kadar hazırlıklı mıydı? Dansçı kızlar bomba ellerinde hazır mı bekliyorlardı? Tabii bombacılığın raconu gereği, yapılan bombanın üzerindeki 3 renkli ışık ile bağlantı kablolarının 3 renk olması doğal. İyi de kablolar tek renk olsa ve imha zorlaştırılsa daha iyi olmaz mı? Ayrıca patlayıcı düzeneği olarak kullanılan telefon imha edildiği halde bombanın hala çalışıyor olması da enterasan!.. Bu arada bombayı koyan kız, örgüt tarafından minibüsün içinde susturuculu silahla öldürülüyor. Ama dansçı kız susturuculu silahla öldürüldüğü için olsa gerek sadece "Ih" diyor. Anlaşılan, örgüt kıza da susturucu takmayı ihmal etmemiş!.. Tabii bu arada bizim Fedai'nin daha önce başbakan koruması olduğunu ve Bülent Ecevit'i bir patlamadan kurtardığını görüyoruz. Peki rahmetli Bülent Ecevit vefat ettikten sonra Rahşan Hanım bu koruma müdürüne niye sahip çıkmadı? Diğerlerini DSP'de genel başkan bile yapmaya kalktı da Tamer Karadağlı niye emekli bir polis olarak hala korumalık yapıyor? Bu vefasızlık niye Rahşan Hanım? Ve köşe sahibinin özel notu: Seda Sayan'ı ve Tamer Karadağlı'yı yürekten kutluyorum. Bu dizi tutar!
Bugünkü Tüm Yazıları
Seda Sultan'ın fedaisi Kara Tamer
Yayın tarihi: 22 Kasım 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/22/gny/aytug.html
Tüm hakları saklıdır.