Bağlar yeniden kurulurken!

Milli Takım, Euro 2008 elemelerine 4 maçta 12 puanla harika başlamıştı. Dünya üçüncülüğünden sonra iki büyük turnuvaya katılamamanın verdiği soğukluk ve İsviçre maçı sonrası yaşananlarla kopma noktasına gelen
Halk-Milli Takım birlikteliği yeniden inşa ediliyordu. Atina'daki 4-1'lik Yunanistan zaferi coşkuyu alevlendirdi. O ateşli atmosferden bugünkü duruma nasıl geldik?
- Grup maçlarının ilk devresinin 32'lik Bosna yenilgisiyle bitmesinin ardından teknik direktör Fatih Terim belli oyunculardaki ısrarıyla ilgili eleştirildi.
- Grup maçlarının ikinci yarısı fırtınaları beraberinde getirdi. Milli Takım Malta'ya tarihinde ilk kez puan verip "Yine büyük bir turnuvaya gidemeyeceğiz" endişelerini doğurdu. Kendi takımlarında oynamayan oyuncuların kontenjan senatörü gibi her milli maça çağrılmaları en temel eleştiri konusuydu.

O HAREKET KİMEYDİ?
- Macaristan maçı öncesi Fatih Terim'in " Ben ders almam, ders veririm" cümlesi bomba etkisi yaptı. Asıl kıyamet bu karşılaşmadan sonra kopacaktı.
- Macaristan'ı kötü bir oyunla ve İskoç hakemin lehimize yaptığı büyük hatayla geçtik. Bu maçtaki ilk golden sonra basın tribününe 'geçirdik' hareketi yapan Emre ile, "İntikam almak istiyorsanız iki mezar kazmalısınız" diyen Terim hedef adamlar oldu. Emre Belözoğlu maçtan bir gün sonra gelen eleştiriler üzerine "O hareketim bir gazeteciyeydi" dedi. Ama yaşanan gelişmeler sonrası Emre'nin o hareketi tüm tribüne yaptığı sonra da "Bir gazeteciye yaptım" açıklamasıyla kıvırmaya çalıştığı; ancak başaramadığı yorumları ağırlık kazandı.

UĞURLU ALİ SAMİ YEN'E
- Bu ortamda yorumcu Onur Belge, Emre ile Fatih Terim'in kızı Merve hakkında çirkin bir iddiada bulundu. Bu iddiaya 5 büyük gazetede ve hiçbir TV kanalında yer verilmedi. Ancak internetten yayılan konu, Fatih Terim'in basına daha çok bilenmesine neden oldu.
- Moldova beraberliği TerimEmre gibi isimler üzerindeki baskıyı artırdı. Halk ile Milli Takım arasındaki köprü olan medya ile ilişkiler kopma noktasına geldi. Fatih Terim, Yunanistan maçı öncesindeki basın toplantısını öfkeyle terk etti.
- Kredisi azalan ve gerilimini gizleyemeyen Fatih Terim, Yunanistan maçını "Uğurlu olduğuna inandığı Ali Sami Yen"e aldırdı. Norveç maçının kampı da Euro 96'ya hazırlanılan Estonya'da yapılacaktı.
- Yunanistan karşısında farktan kurtulup 1-0 mağlup olunan maçtan sonra statta " Terim istifa " sesleri yükseldi. Fatih Hoca, "Ben çok bir şey duymadım" dese de Türkiye ile İmparator arasındaki bağ kopmuştu. Norveç maçı öncesi federasyonun "İdari ve İletişim" kurumlarını oluşturması "Terim'in yetkileri tırpanlandı" yorumlarına yol açtı.

TERİM SAKİNLEŞTİ
- Kader maçı haline gelen Norveç sınavından önce medya ortamı yumuşak tutmaya özen gösterdi. " Türk halkının en az yüzde 40'ı Milli Takım'ın elenmesini; Terim, Ulusoy ve bazı futbolcuların tasfiye olmasını arzuluyor" şeklindeki anketlere itibar etmedi. Terim basın toplantılarında çok sakin bir görüntü çizdi. Medya da, takımın unsurları da sadece maça konsantre oldu.
- Bu arada; Milli Takım'a bu kez tartışılan isimler yerine formda futbolcular çağrılmıştı. Sonbahar başlarında Newcastle'da forma bulamayan Emre bile önce dakika, sonra ilk 11 forması almaya başlamıştı. O da 'o günler'den sonra sadece işini yapmaya odaklandı.

HEPSİ TASFİYE OLSUN!
- Oslo'da zafer elde eden, daha da önemlisi mükemmel futbol oynayan Milli Takım, maç öncesi " Elenelim de hepsi tasfiye olsun" diye düşünenlerin bile fikrini değiştirdi. Maçtan sonra Arda dışında bir tek futbolcu bile "geçmişle hesaplaşmadı" herkes zaferi Türkiye'ye adadı. Terim de hem "Ben de kantarın topuzunu kaçırmış olabilirim" diyerek özeleştirisini; hem de "Taraftar bu takıma destek versin, benimle dertlerini nasılsa görürler " diyerek sitemini belli etti. Bağların yeniden sağlamlaştırması zamanı gelmişti.

TARTIŞMA VE UZLAŞMA
- Şimdi Bosna maçı da kazanılır ve Euro 2008 bileti tam olarak kesilirse yine Milli Takım ve medyaya 'Tartışma-kavga olsa da sonunda uzlaşma' kültürünü en iyi biçimde yansıtmak kalıyor. Milliler halkla aralarındaki bağın kopma noktasından geri döndüğünü bilmeli.
Medya da Milli Takım yoksa, başarı yoksa kendisine de başarısızlıktan pay çıkacağını düşünmeli.