Büyük aktör

İsrail Cumhurbaşkanı, TBMM'de, "Türkiye, Gazze şeridinin terör dehşetinden ve ateşlenen füzelerden kurtarılmasına, 1.5 milyon Filistinlinin normal hayatlarına dönmesine katkıda bulunabilir" dedi.
Ve, "ortak sanayi merkezi" kurulacak diye çok sevindik.
Tamam, diplomasi deli dolu olmaz.
Ama diplomatik dilin, ille sertliği olmasa da, bir mertliği bulunur.
Uygulanmasalar da, onca BM kararında dahi "işgalci" tanımlanan İsrail, resmen "işgal altındaki topraklar" denen yerlerde, sert, inatçı, savaşçı (ve saldırgan) bir direnişi "terörist" olarak tanımladığında, bu bizim için de aynı şey midir?
"1.5 milyon Filistinlinin normal hayatı" nasıl bir şeydir?
Çocuklar, gençler hatta yaşlılar, "normal hayat" görmüş müdür?
Çileleri, sürgünleri, kayıpları, çektikleri işkence ve eziyetler, yaktıkları ağıtlar, yoksulluk, işsizlik ve ölüm pençesinde çocuklar, yıkılan evler, örülen duvarlar, onlarca yıllık aşağılanma, birçok İsraillinin bile vicdanını kanatan, kimi İsrailli askeri bile savaştan, kimi pilotu uçmaktan utandıran haksız ve şiddetli tahakküm dışında bir "normalleri", bir "hayatları" oldu mu ki, dönüversinler.

Sevindirik fotoğraflarımızın coşkulu yorumu, "Türkiye'nin bölgede büyük aktör olduğu".
Terörle zihni, politikası, acısı ve öfkesi aslında rehin alınmış "büyük aktör."
"Birinci meselesi terör"ü alt etmek için, takas odalarında başkalarının "birinci meseleleri"ne çekiştirilen;
Kendi Büyük Millet Meclisi'nde, kadim komşusunun bombalanması için çağrıları dinlemek zorunda kalmış büyük aktör.
Hiçbir işgale, işgal oldukları için karşı çıkamadan, ABD ve İsrail'in "destekleri"ne dilekçe yazmış büyük aktör.
İsrail Cumhurbaşkanı'na,
"İran'a saldırı" istediğinde, "bölgede nükleer silahsızlanma olmalı" diye eveleyip geveleyen, ama esas nükleer silah depolarının ABD, İsrail ve kanka Pakistan olduğunu telaffuz edemeyen...
Kendi sınırları içinde, İncirlik'te, komşulara karşı kullanılmak üzere depolanmış onlarca ABD "nük"üyle dahi yüzleşemeyen büyük aktör.

Türkiye elbette, "barış", halkların birbirini kırmaması, etnik, milli, dini düşmanlıkların eritilmesi, bölgede korku, endişe, yıkım ve aşağılanmanın yok edilmesi için bir şey söylediğinde, yapabildiğinde iyidir.
Ancak, aslında kendileri de birer "sebep" olan ABD ile İsrail'i, sadece "kötü sonuçlarla mücadele eden" iki müttefiki görüp o zaviyeden baktığında, büyük aktör değil, iyi figüran olur!
"Büyük oyunlar" gölgesindeki kötü tarih, kötü talih, kendi barışını kaybetmişlik ile kahpeliklerin kopardığı genç üsteğmen ile erlere, aynı yerden, Gabar'dan, ölümle yüz yüze iken kendini unutup "cesur yazılar"ı kutlayan mesajı gönderenlere saygıyla.