Galatasaray'da Kıyamete İki Saat (Eugene Burdick'in 60'lı yıllarda okuduğum enfes romanının adı. 3. Dünya Savaşı'na iki saat kalayı anlatır) var..
Geçen hafta Öcal Ağabeyim ve ben, Galatasaray'ın fokur fokur kaynadığının, ama gazetelerin "nedense" hiçbir şey yazmadığının altını çizmiştik. Hatta 90 Dakika'da Haşmet'in (Babaoğlu) "Yarın" dediği Vatan'daki Galatasaray sayfasının yayınlanmayışına da dikkati çekmiştik.
Bab-ı Ali'deki en iyi Galatasaray muhabirlerinden Gökmen Özdemir aradı. Sayfa yayına hazırken, gelişen olaylar üzerine akşam beşe doğru yazı işleri "Hakem Sayfası" istemiş. Galatasaray sayfasını yayından alıp, hakem sayfası yapmışlar. Daha sonra da yoğun Avrupa maçları trafiği gelmiş. Yani kasıt yok. Gökmen'i severim ve inanırım. Teşekkür ettim.
Ne var ki, o hafta sonu Babı Ali bir Galatasaray sayfaları patlaması yaptı, işaret almış gibi.. Hemen her gazete, tam sayfa
"Galatasaray'da neler oluyor" a girişti. Sütunlar dolusu yazı çıktı. Ama neyin olduğunu ve olacağını açık seçik anlatan, dişe dokunur bir şeye gene de rastlanmadı..
Bu sayfaların hepsini okudum. Galatasaray'dan iyi haber alan kaynakların pek çoğu ile konuştum..
İzlenimlerim şöyle..
Galatasaray ocak ayında büyük olaylara sahne olacak.
Adnan Polat, kulübü temelinden sarsacak radikal önlemlere başvuracak.
Kulüpte huzursuzluğun temel kaynağı Hakan Şükür ile Kalli arasındaki bağların kopması.. Polat iki taraftan birini, belki de ikisini de feda edecek.
Polat'ın hedefindeki ilk isim, Hakan Şükür.. Onu defterden kesin sildiği ve kendisine yakın gazetecilere şöyle dediği söyleniyor..
"Hakan'ı ve onun yanında yer almakta ısrar edenleri yollayacağım. Ama Hakan şu anda çok güçlü.. Yorum ve haberlerinizle onu yıpratın ve işimi kolaylaştırın!."
Gazetelerde Hakan'a yönelik saldırı kampanyası bu işaretle başlamış işte..
Bunu haber alan Hakan da kulübün basın toplantısı yapıp kendisini temize çıkarmasını istemiş.
Ama ayni kulaklara başka kaynaklardan da "Polat şirketlerinin belediyeden aldığı ihalelerde Hakan aracılık yaptı" haberleri aktarılıyor.
Peki o zaman Hakan ve Polat nasıl düşman ya da dost oluyorlar?..
Gazetelerde Hakan'ın Galatasaray'daki Fethullahçı kadrolaşmayı gerçekleştirdiğine dair haber ve yorumlar yoğunlaşıyor. Gülen'in kulüpteki etkinliğine verilen örneklerden biri de Kalli'nin gelişi.. "Kalli Zaman gazetesi yazarıydı. Zaman da Gülen'in yayın organı" deniyor.
Ne var ki Hakan Şükür'ün Gülen'e yakınlığını bilmeyen yok. O zaman Gülen'in iki yakın adamı, Galatasaray'da niye ve nasıl boğuşuyor, sorusu havada kalıyor.
Yani.. Galatasaray'ın kaynadığı doğru, ama söylenenlerin hemen hepsi çelişkili.. O zaman gerçek ne?..
Bilinen tek gerçek, ocakta bombaların patlayacağı..
Peki bombasız çözüm mümkün mü?.. İlişkiler sezon başındaki olumlu havaya dönebilir mi?.
Mümkün..
Bu sezon, biraz da rahatsızlığı yüzünden futbol yönetimini Adnan Polat'a devredip evine çekilen Özhan Canaydın'a tam da bugün ihtiyaç var işte.. Hiç karışmadığı olaylara tam tarafsız ve toparlayıcı olarak el koyacak başkan, gerilimleri küçük hamlelerle rahatlatabilir.. Avrupa'da teklese de, ligde iyi giden Galatasaray'ın sezon sonuna sızıltısız ulaşmasını sağlayabilir. Barışı değilse de ateşkesi sağlayabilir.
Nasıl?..
Şu anda sorun, futbolcularla teknik kadro arasında güvenin kalmayışı.. Kalli, başta Hakan, Lincoln ve Hasan Şaş gibi bazı yıldız futbolcuların, gençleri de avuçlarına alarak kuyusunu kazdığını düşünüyor ve onları yok etmeye çalışıyor.
Başta Hakan, Lincoln ve Şaş gibi yıldızlar da Kalli'nin kendilerini gözden çıkardığından emin, karşı önlemler peşindeler.
Huzur, Beşiktaş maçı sabahı Hakan ve Lincoln'ün Kalli tarafından akıl almaz ve kabul edilmez sebeplerle kadro dışı bırakılmasıyla bozuldu. Olayları daha en başta önleyebilecekken hiçbir şey yapmayan, sabah Kalli'ye verdiği telefon raporu ile bu sert cezayı yaratan adamın Ahmet Akçan olduğu ortaya çıktı.
Özhan Canaydın, Ahmet Akçan'ı kızağa çeker, Kalli'ye güçlü, kendisinden sonra Galatasaray'ı devralacak güçte bir antrenörle çalışma talimatı verir ve uygulatırsa.. Yeni teknik kadro ve futbolcuları bir ortak toplantıya davet edip
"Beyaz defter açıldığını, ama bundan sonra kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağını" söyler ve el sıkıştırırsa, Galatasaray sezon sonunu bulabilir.
Tekrar ediyorum. Bunu yapabilecek ve tarafları etrafına sevgi, saygı ve uyumla toplayabilecek tek kişi Özhan Canaydın.. Şu anda iki tarafın da inanacağı, Galatasaray'ın bugünkü ihtiyacı Güven Duyusunu geri getirecek tek otorite, bugün Başkan.. Adnan, ya da başkası değil..
Milli maç arası da çok uygun zemin yarattı.
Başkan bunu başaramazsa, Galatasaray'da ocak operasyonları kaçınılmaz olur..
O zaman da kulüp nereye gider, bilinmez..
Bu kadar radikal bir operasyon hastayı diriltir de, mezara da yollar, çünkü!..
Kaybedecek bir şeyin yoksa sorun değil. Ama takım Fener'den altı, Beşiktaş'tan yedi puan önde giderken, onu bunu kesip atmadan önce, başka tüm yolların tükendiğinden emin olmak gerek!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Galatasaray'da Canaydın günü!..
Yayın tarihi: 15 Kasım 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/15//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.