Ziynet sandığı açıldı

ZİYNET Sali de şov dünyasının "gecikmiş" keşiflerinden. Kartallar Yüksek Uçar dizisindeki oyunculuk performansını dikkatle inceleyip, "geçer not" verdikten sonra, onu bir de sahnede izlemeye karar verdim. Çünkü Günay'da sahne alacak olması ilginçti. Zira Günay, bugün ses sanatçısının mihenk taşıydı. Bir taşın değerli olup olmadığını ölçmek için onu Günay'ın sahnesine sürtmek gerekiyordu. Ziynet ilk gece bu ağırlığı pek üzerinden atamamış gibiydi. Yine de salonu avucunun içine almayı başardı. Eğer repertuarunda Allah vergisi sesini ön plana çıkartacak değişiklikleri yaparsa, Günay'ı uzun süre doldurmayı başarır. Zira Grek müziğinden en ağır Türk Sanat Müziği eserlerine, Fransız şansonlarından New York baladlarına kadar uçsuz bucaksız bir müzik ormanında daldan dala konup, bülbül gibi şakıyor. Ancak Günay'a gidenler yalnızca Ziynet ile yetinmiyor. Konukları geceye hazırlayan Buket Bakkal billur sesiyle herkesi mest ediyor. (Onu her gün tv8'de Nilgün Belgün'ün program orkestrasında zevkle izliyorum) Ya Ferhat Göçer'in henüz popüler olmamış versiyonu Barbaros'a ne demeli?.. Bir kadife gırtlak ki, ruhunuzu sarmalayıp, bulutların üzerine çıkartıyor. "Sansasyonsuz klarnet" Kirpi Bülent'in (Altınbaş) eşliğiyle birlikte, kulağınızın kiri pası da akıp gidiyor. Ve Canan Anderson... Onu ilk kez bir talk show programında izlemiş ve ertesi gün bu yeteneği büyük bir heyecanla köşeme taşımıştım. Sahnede keman çalmıyor da adeta enstrümanı ile sevişiyor. Hele bir Rumen halk ezgisiyle, Muhayyer Longa'yı kemanının tellerinde birleştirip, ortaya bir "Müzikal Balkan ittifakı" çıkarışı vardı ki... Maddi imkanı olup da, "Nerede o eski gazinolar?" diyenlerin, Günay'a bir uğramalarında fayda var.