kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Kasım 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

Polemik

Fatih Altaylı ile hiçbir samimiyetim yok; karşılıklı konuştuğumuz lâf, birkaç cümleyi geçmez. Ama baktım, bu defa da, Hülya Avşar'ın programında gene benden bahsediyor, "Uğursuz olduğum için Sabah'a almadığını" söylüyor.
Hani yolda gidersiniz, çamur üzerinize sıçrar ya... Bizimkisi de böyle bir talihsizlik. Uğura, uğursuzluğa fazla inanmam. Her şey neticede kader, kısmet işidir. Fakat, bazen, bu kadere tesir eden "müşevvik" ler bulunabilir. Yıllarca Aydın Doğan'ın gazete ve televizyonunda çalışıp, Turgay Ciner'e karşı tetikçilik yaptıktan sonra, Ciner ile çalışmaya başlayınca, onu, Aydın Doğan ile kavgaya sürükleyen Fatih Altaylı, işte böyle bir görev üstlenmiştir. Çünkü "tetikçiler" kavgayı sever.
Birikiminiz olmayınca, polemikten beslenirsiniz. Arkadaş, ampulü, General Elektric'in keşfettiğini, Liman Von Sanders'in de Almanya'nın Akdeniz'e açılan önemli bir limanı olduğunu sanacak kadar donanımlıdır da.
Hülya Avşar'a bravo doğrusu... "Uğursuzluk" lâfı açılınca, "Beni, onlar kraliçe seçti; bana uğur getirdiler" dedi. Sonra da Erman Toroğlu'yla Fatih Altaylı'nın bir atışmasını hatırlattı:
- Size hıyar demişti de çok gülmüştüm.
- Hayır bana değil, Hıncal Uluç'a dedi.
Hülya Avşar dersini iyi çalışmıştı; ısrar etti:
- Yok yok, siz ona "Kabzımal" demiştiniz, o da, "Doğru ben kabzımalım, bu yüzden hıyardan iyi anlarım" cevabını vermişti. Çok gülmüştüm.
O anda, Altaylı'nın gülümsemesi dudaklarında dondu. Belki, salatalık ile hıyar arasındaki farkı konu alan derin bir felsefeye daldı; bilemem.
Meslektaşlarımla polemiğe girmekten hoşlanmıyorum. Ama bilsinler ki, üstüme sıçrayan çamuru da, çamuru sıçratanı da silip geçerim.