kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

Vatan ve teferruat

"Vatan söz konusu ise, gerisi teferruattır..." Atatürk

Vatanın bağrına düşmanın hançerini dayadığı, Namık Kemal'in "bulunmaz kurtaracak bahtı kara maderini" diye umutsuzca çırpındığı...
Ve sonra Mustafa Kemal'in umutsuzlukları umuda dönüştürdüğü yıllar...
"...Sarışın bir kurda benziyordu / Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı / Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi durdu / Bıraksalar, ince uzun bacakları üstünde yaylanarak / ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak / Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı..." (Nazım Hikmet-Kuva-yı Milliye)

Peki bugün aynı şartlarda mıyız? İşgal günlerinde mi yaşıyoruz? Lütfen abartıp, "Kuva-yı Milliye" gibi anakronik yaklaşımlara saplanmayalım.
Anakronizm tehlikesini, Prof. Şükrü Hanioğlu şöyle anlatıyor:
"Günümüzde, 1919'u, 2007 değerleriyle yeniden yaratarak, 1919 koşullarının mümkün ve zaruri kıldığı Kuvayı Milliye hareketini 2007'de örgütlemek isteyenlere rastlıyoruz. Halbuki 1919 yılında, anakronik yaklaşımlar yerine, günün koşulları ve gereklerini kavrayan bir kadro, devasa meselelerin hakkından gelmeyi başarmıştı. Türkiye'nin, bilim kurgu filmlerinde rastladığımız 'zaman içinde seyahat eden birey' misali yaşaması sakıncalıdır. Hiç değilse bilim kurgu kahramanları, seyahat ettikleri zaman dilimine ait olmadıklarını anlamaktadır. Oysa günümüzde, anakronik eğilimler, toplumumuzu çağın gereklerine uydurma yerine, tüm dünyayı 'düşman' gören, tüm gelişmeleri 'komplo' kuramlarıyla açıklayan ve onlara 'ihanet', 'tehdit' parametreleriyle yaklaşan bir ideolojiyi üretip, toplumumuzun geleceğini tehlikeye atıyor."