kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Ekim 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Cumartesi gelen telefon

Cumartesi öğleden sonra cep telefonumuz çaldı. Arayan "Diyarbakır'dan Fırat Anlı" idi.
"Ne oluyor" diyordu.
"Bu işin sonu nereye varacak" diye soruyordu.
Endişeliydi.
"Barış, huzur" diye konuşuyordu.
Fırat Anlı Diyarbakır'daki "alt belediyelerden" Yenişehir'in Belediye Başkanı.
2002'de milletvekili adayıydı.
"Partisi" barajı aşamadı.
2004'te belediye başkanı seçildi.
"Şu sıralar" DTP'ye genel başkan olması konuşuluyor.
Fırat Anlı'dan bu köşede daha önce de bahsettik.
Diyarbakır'da ona sormuştuk:
"DTP'li belediye başkanları kendi özgür iradeleri ile mi hareket ediyorlar, yoksa İmralı'nın ağzına bakıyorlar" diye.
Anlı "yok öyle bir şey" dememişti.
Ve "içtenlikle" yanıt vermişti:
- Bu söylediğiniz bir Diyarbakır gerçeği.

Aynı Fırat Anlı "biz de eski söylemlerde ısrar etmemeliyiz" demişti.
"Türkiye'nin birlik bütünlüğünden" bahsetmişti.
Cumartesi günü Fırat Anlı'ya dedik ki:
- Devlet kararlı.
- Asker çok güçlü.
- Kamuoyu müthiş tepkili.
Fırat Anlı:
- Bugün için ne yapılmalı?.. Ortamın daha da gerilmemesi neye bağlı?
- Ok yaydan çıktı... Kayıp askerlerin bir an önce evlerine dönmeleri şart.
- Bu konuda bize bir görev düşüyor mu?.. Bir komisyon kurulsa... Bunun için çalışsak... Acaba yanlış anlaşılır mı?.. Ben de istiyorum kayıp askerler serbest bırakılsın.
Fırat Anlı'ya "şu anda Ankara dışındayız... Yoldayız... Pazartesi günü konuşalım" dedik.
Dün için "birbirimizi aramaya" karar verdik. Ama dün telefonu kapalıydı.