KÖŞE yazılarının bulunması gereken yerde zaman zaman şu ifadeye rastlıyoruz: "Yazarımızın yazısı elimize ulaşmadığı için yayınlayamıyoruz, özür dileriz..." Bu mazereti anlamam mümkün değil. Bir gazete eğer kendi yazarına bile ulaşamıyorsa, ondan üç paragraf yazı alamıyorsa ona "gazete" denir mi? Gazeteler, haberleşmenin en üst düzeyde gerçekleştirildiği yerler değil mi? Yazarıyla iletişim kuramayan gazetenin haberine kim, neden inansın ki? Kendi gazetem dahil, bu hatayı yapan tüm meslektaşlarımı bu konuda uyarmak istiyorum. Bir gazete için "Yazarımızın yazısı elimize ulaşmamıştır" dan daha utanç verici bir ifade olabilir mi? "Yazarımız yurtdışı seyahatinde olduğu için yazısını yazamamıştır" deyin. "Yazarımız rahatsızlığı nedeniyle yazısını kaleme alamamıştır" deyin. Hatta "Yazarımızın bugün keyfi yok, onun için yazmadı" veya "Köşe yazarımız, bugün sütununu dolduracak konu ve fikre sahip olmadığı için yazmamıştır" ifadesine bile razıyım. Ama iletişim teknolojisinin tüm nimetlerinden yararlandığımız şu çağda "ulaşmadı" mazeretini kabul etmemin olanağı yok.
Yayın tarihi: 28 Ekim 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/28/gny/haber,7AF7249AAD9D4A208D18F514764BC042.html
Tüm hakları saklıdır.