Günümüz futbolunda sistemi işletebilmek için dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar vardır. Fenerbahçe'nin eldeki kadro yapısı ve Zico'nun uygulattığı
4-4-1-1 sisteminde ileride son adamın özellikleri büyük önem taşıyor.
Bu tek forvetin sadece golcü olması hiç birşey ifade etmez. Öncelikle sırtı karşı kaleye dönük oynamasını bilecek, topla rakip arasına girip orta sahasını devreye sokacak, çapraz koşularla defansın yerleşme düzenini bozacak, geriden çıkan uzun topları tutup saklayarak arkadaşlarının karşı alana yerleşmesini sağlayacak, rakip savunma oyuna çıkarken baskı uygulayacak.
Kısacası bu icraatlarla sistemin anahtarı olacak. Zico'nun düzeninde tek forvetin arkasındaki isim Alex veya yokluğunda Tümer ise bu tarz bir santrfor hem bu devamlılığı olmayan yeteneklerin ofansif katkılarını artıracak hem de onların defansif yetersizliğini yapacağı presle takımın geneline hissettirmeyecek. Eldeki kadroda bu yazdıklarıma tam anlamıyla uyan tek isim var; o da
Semih. Ayrıca pozisyon almasını bilen tilki gibi kurnaz bir golcü. Ama ne yazık ki medya ve Fenerbahçe'nin başına gelen teknik adamlar hep Semih'i ikinci sınıf bir golcü gibi gördüler. Ben Semih konusunda yalnızı oynadım. Bana
"Ömer Üründül dünya çapındaki forvet Kezman'la Semih'i mukayese ediyor" diyerek göndermeler yaptılar.
Şimdi bakıyorum Semih'i hiç gündeme getirmeyenlerin hepsi yazılarının ve yorumlarının bir bölümünde Semih'i methediyorlar.
SEMİH'E HAKSIZLIK Zico'ya en çok takıldığım konu Semih'e yaptığı haksızlık. Hiçbir teknik direktörün oyuncusunun onuruyla oynamaya hakkı yok. Defalarca aynı konuyu vurguladım.
"Zico Kezman'a körü körüne inanabilir, sürekli 11'de yer verebilir. Buna da bir şey demiyorum. Ama Kezman kötüyse devrede ya da 60-65'te çıkar ki Semih takıma katkı sağlama şansı bulsun, demoralize olmasın" Dünyada Semih gibi hiçbir oyuncu yoktur ki bu kadar haksızlığa uğrayıp, sinir sistemi yıpransa da mecburiyetten görev verildiğinde en iyisini yapsın. Fenerbahçe, Konya maçına kötü başladı. Rakibin bir topu direkten döndü, sonra da skor dezavantajına düşüldü. İşler zora girecekken Semih kısa sürede bir gol atıp bir tane de attırınca her şey düzeldi. Ardından da Semih'in nokta santrfordaki icraatları ve sisteme olan katkısıyla sahanın tek hakimi Fenerbahçe oldu.
Tüm futbolcular oynadıkları oyundan zevk aldılar.
KEZMAN'LA OLMAZ! Bugün Fenerbahçe'nin kadrosunda
(Beşiktaş'ta da oynadığı ve herkes tanıdığı için örnek veriyorum) Carew gibi bir forvet olsa ben "Semih'in oynaması lazım"diye bir yorumda bulunmam. Ama ne Kezman ne de Deivid Fenerbahçe'nin ihtiyaç duyduğu forvet tipleri değil.
Kezman biraz düzelip yarın öbür gün goller de atabilir, ama Kezman'la sistem işlemez. Bu gece Hollanda'da çok önemli bir maç var.
Gruptan çıkabilmek üst üste yapılacak PSV maçlarına bağlı. İlk hedef rakibe 2 maçta 4 puan vermemek. Bu taktirde her şey biter. İnter ve CSKA'dan alınan 4 puanın avantajını değerlendirmek için en kötü ihtimalle eşit puanlar gerekli.
Ya iki beraberlik ya da bir galibiyet bir yenilgi. Hatta aradaki bir puan fark Fenerbahçe lehine devam edeceği için olası bir puan tablosundaki eşitlik durumunda ikili averaj çok önemli.
PSV her sene oyuncu kaybeden ama ekolü olan bir takım. Günümüzdeki önemli kollektif yapı PSV'de var. Zico AZ Alkmaar maçlarını kendisine baz almalı, planlarını ona göre yapmalı. Bu zor ve kritik maçta Fenerbahçe'ye başarılar diliyorum.
Yayın tarihi: 23 Ekim 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/23//haber,902F0D1772BA4E9294DD4AF4C4897DF8.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.