Buzul çağına dönüş

Geçen sezon köşemizi bir hayli "şenlendiren" Buzda Dans'ın başlamasını dört gözle bekliyordum. Özellikle de bizim Gaf Kürsüsü'nün gediklisi sevgili Behzat Uygur'un yokluğu yaz boyunca açıkça hissedilmişti. Ben ilk yayında Behzat'ın ağzının içine bakarken, Gamze Özçelik, Ahmet San ve Sema Çelebi -sağ olsunlar- Behzat'a hiç "fırsat" vermediler. Gamze, yarışmacı Yasemin Hadivent'i anons ederken "Ve karşınızda Yasemin Nihavent" deyiverdi. Yasemin ise "Daha kötülerini de duymuştum" diyerek gafı telafi etmeye çalıştı ama programın ilerleyen dakikalarında Gamze, Behzat'ın dilinden kurtulamadı. Ahmet San ise İlhan Mansız'ın dengesini kaybettiği enstantaneyi değerlendirirken, "İlhan buz üstünde oynaştı" diyerek, buz dansı literatürüne muhteşem bir katkıda bulundu. Sema Çelebi ise jüri üyeliği yaptığı bir yarışmada o spor branşının ismini bir türlü doğru telaffuz edemedi. Ortaya konulan performanslara "kayak", sporculara ise "kayakçı" deyip, durdu. İlk bölümde anladık ki, geçen yılki kavgaları, sataşmaları, sansasyonel aşk itiraflarını bekleyenler büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaklar. Zira yarışmayı "kaynatacak" kimse yok. Zeynep Mansur, jürinin iddiasına göre kuliste kendisine biçilen "çıkıntılık" görevini icra etmeye çalıştı ama başaramadı. Sema Çelebi'nin gayretleri de yeterli olmadı. Paşhan daha ilk programda "boyundan büyük" hareketlere girişince, koreografinin büyük bölümünü poposunun üzerinde geçirmek zorunda kaldı. Yine de cesareti takdire şâyandı. Umut Akyürek, benim gözümde daha şimdiden "Buzun Zarafet Güzeli" oldu. Türkiye Güzeli Merve Büyüksaraç'ın çocukluğunda buz pateni yapmış olması ise bana göre "faul"dü. İlk yarışmanın birincisi Zeynep Tokuş'un da uzun süre paten kaydığı bu yarışmada ortaya çıktı. Oysa yarışmanın kuralı, "Daha önce buz pistine hiç inmemiş kişilerin" yarışması idi. Böylece Zeynep'in şampiyonluğu, jürideki paten hocalarının ifadeleri ile biraz "gölgelenmiş" oldu.