Gizli fotoğraflar ele geçirildi!

Önce Milli Reasürans Çarşısı'ndaki Touch Down adlı bara girdi. Bara oturdu ve votka ısmarladı. Bardak altlıklarından birer kokteyl şemsiyesi yaptı. Beyaz mavi çizgili ceketi kocaman göbeğiyle, yaratıcı insan başka oluyor tabii... Ben de barın dışarıdaki masalarından birine oturdum. Komet'le sohbet etmeye giriştim. Komet, yeni çıkacak şiir kitabından bahsetti. Bildiğiniz gibi Komet artık resim sergisi açmamaya karar verdi. Çünkü resimlerinin insanlarla yeterince buluştuğunu düşünmüyor. Aynı zamanda şiir yazan Komet, bu kitabından sonra şiirlerini de resimleri gibi hiç kimseye göstermeyecekmiş. Gizli gizli resim yaptığı gibi gizli gizli şiir yazacakmış. Gerekirse biri görür diye karanlıkta yazacakmış şiirlerini, ışığı bile açmayacakmış.

BİR DEDEKTİF EDASIYLA...
Aynı gecenin devamında Haluk Akakçe, nihayet içki içmeyi bitirdiğinde ben çoktan sarhoş olmuştum. Ama onu takip etmekten vazgeçmedim. Çarşının içindeki müzik dükkânına girdi. Ben de dükkânın vitrinine bakarak hangi albümü aldığını görmeyi denedim. Başardım. Koca kafalı yeni şarkıcı Amy Winehouse'du. Sonra Akakçe'nin Touch Down'da içtiği votkalar kendisine yetmemiş olacak bir votka da buradaki içki ve tütün dükkânından aldı. Ardından dükkânın çıkışında ufak tefek kabarık saçlı bir kızla buluştu. Ben arkalarında onlar önde yürümeye başladık. Akakçe'nin Galerist Galerisi'nde açılan son sergisindeki bütün resim, video ve aynalı rölyefleri kimlerin satın aldığını bir bir anlatmaz mı? Meğer beni ağlatan Isabella Blow'a adadığı olağanüstü şiirsellikteki videosu Bahçe'yi Faruk ve Füsun Eczacıbaşı çifti almış. Bütün aynalı işleri, bakanı tanımsız hale getiren özellikteki eserleri de ünlü bir ecza deposu sahibi, İtalyan bir mimara yaptırdığı yeni gökdeleninin girişi için satın almış. Diğer işlerin hepsini de Lauren Taschen koleksiyonuna dahil etmiş. Taschen yayıncılığın sahibinin ikinci eşi Lauren Taschen, tam bir Akakçe fanatiğiymiş. Sanatçıya önümüzdeki sezon için Miami Belediyesi'nden 2 milyon dolarlık bütçe verilmesini sağlamış. Akakçe, Miami'ye tıpkı Las Vegas'ta yaptığı gibi bir sanat projesi yapacakmış. Bu arada bir başka fiyaskodan bahsetti Akakçe... Kız, onun her söylediğini tekrar edip kahkaha attığı için çok net duydum. Akakçe için Galerist tarafından yapılan çantalar, açılış günü kapış kapış dağıtılmış. Çantayı takanların, çantadaki kırmızı renkteki boyaların akmasıyla üstleri başları mahvolmuş. Bunun üzerine Galerist'in sahibi Murat Pilevneli, mahcup olmuş. Mesela Yves Saint Laurent marka gömleği lekelenen bir koleksiyonere aynı marka ve model bir gömlek, Christian Dior eteği kırmızı lekelere bulanan bir başka koleksiyonere de eteğin aynısını Fransa'da bulamayınca İtalya'daki bir butikten özel olarak getirmiş. Sonra da çantaların dağıtımını durdurmuş. Çantalar şimdilerde tekrar basılıyormuş. Haluk Akakçe'yle kıza ne mi oldu? Akakçe ve kız, kahkahalarla gülerken Akakçe'nin mavi beyaz Marc Jacobs ceketinin cebinden bir CD yere düştü. Hemen CD'yi ne olur ne olmaz diyerek çantama attım. Akakçe'nin Nişantaşı'ndaki evlerinin önünde kendilerini izlemeyi bıraktım. Aklım votkada ve o koca kafalı Amy Winehouse'un ezgilerinde kalmadı değil! Ama CD'yi bilgisayarıma taktığım zaman gördüğüm kareler onca yorgunluğa değdi. Karşımda hiçbir yerde yayınlanmamış, kendilerine yaptıkları özel çekim fotoğraflarıyla Akakçe, Lou Doillon (ünlü Fransız şarkıcı Jane Birkin'in kızı) ve Isabella Blow (Kısa bir süre önce yaşamını yitiren ve taktığı birbirinden ilginç şapkalarda zihinlerde yer eden moda ikonu) vardı...