'Gonzo' hikâyeler

Gonzo gazeteciliğin mucidi Hunter S. Thompson'ın eşi benzeri yok. Hem haberlerinin, hem hayatının... "Hunter S. Thompson kimdir?" sorusuna verilecek en sığ ve en basit yanıt şu: Hani Vegas'ta Korku ve Nefret (Fear and Loathing in Las Vegas) vardı ya, Johnny Depp oynuyordu yanında da Benicio Del Toro vardı. O filmin uyarlandığı romanı yazan ve bizzat yaşamış olan adam. Daha derin bir bilgi arzulayanlar için Gonzo gazeteciliğin mucididir. Seçimleri izlerken şerif seçilmek için kampanya düzenleyen, dönemin meşhur çetesi Hell's Angels'ı yazmak için çeteye katılan bir adam. Gazeteciliği içeriden yapan biri. Haberin dışında kalmayan, hayatta kalma yeteneği çok fazla gelişmiş, müthiş kaleme sahip biri. Thompson iki yıl önce kafasına dayadığı silahın tetiğini çekmiş, hayata "Eyvallah," demişti. Şu sıra memleketi Amerika'da onunla ilgili iki kitap konuşuluyor. Biri Gonzo, diğeri Amerika'da 31 Ekim'de piyasaya çıkacak olan Gonzo: Life of Hunter S. Thompson. Thompson'ın uzun yıllar yazdığı ve bir bakıma ününü de borçlu olduğu Rolling Stone dergisi konuyla ilgili haber yaptı. Haberin en ilginç yanı dergi editörlerinin anılarındaki Thompson. Dinleyin: 1972'de dergideki herkese ayrı ayrı elinde kalan son LSD'yi paylaşıp paylaşmayacaklarını sorar. Sonuç: Bütün derginin kafası iyi olmuştur ve herkes sadece kendi kafasının iyi olduğunu düşünmektedir. Bu sır çok sonra ortaya çıkar. 1974'te Rolling Stone tarafından Muhammed Ali ile George Foreman arasındaki unvan maçını izlemek ve yazmakla görevlendirilir. Ancak Thompson'ın daha iyi fikirleri vardır. Biletini satar, bir torba esrar ve bir şişe viski alarak kadığı otelin havuzuna dalar. Kendisinden uzun süre haber alınamaz. 1990'da komşusu Jack Nicholson'ın ödünü koparacak bir olay yaratır. Evinde bir yandan tüfekle ateş etmekte, bir yandan vahşi hayvan seslerinin kayıtlı olduğu kasedin sesini sonuna kadar açar. Evinde kızlarına sarılıp korku içinde saklanan Nicholson ses kesildiğinde kapıya çıkar ve verandasında asılı duran geyik kabinden yere damlayan kana bakakalır. 1993'te görev başındaki Hunter, Rolling Stone ofis-boy'unu kafalar. Kendisine derginin kurucusu ve baş editörü Jann Wenner'ın Fed Ex hesabından, sayfaları kesilmiş National Geographic dergileri içinde 300 gr kokain yollatır. Gonzo gazeteciliğin mucidi, yakınlarının ve akrabalarının baş belası olarak tanımladığı Hunter S. Thompson, harika yazılar yazıyor, gazetecilikte tüm sınırları kırıp döküyordu. Özel hayatında berbat biriydi ama o kadar iyi yazılar yolluyordu ki editörler ona katlanmak zorunda kalıyordu. İyi haberin bedelini hem yazan, hem editör ödüyordu. Bugün acaba bu bedeli ödeme cesaretine kaç kişi sahip?